İbibik gerçek ismin mi senin? Hud Hud ne peki soyadın mı? Ben ibibik demek istiyorum.Hatta ibo diyebilir miyim sana? Daha samimi olur.Hem biliyorsun farklı bir kuş olmanı bir tarafa koyarsak en fazla yakalamak istediğim ve yakalamaya en fazla yaklaştığım özel bir kuşsun.Kuş dememde bir sıkıntı yokturdur umarım.Kendimi senle konuşurken çok gergin hissediyorum.Baksana sana nasıl hitap edeceğimi bile bilemedim.Şunu bir karara bağlayalım.Ne dememi istersin? İbibik mi? E zaten hep öyle ses çıkarırdın.Hatta ben sana ibibik dendiğini kimden öğrendiğimi bile hatırlamıyorum.Sen söylemiş olmayasın.Niye olmayasın canım.Ol.Sen söylemiş ol.Efenim bişey mi dedin?İbibik mi? Sen başka laf bilmez misin ibo?
Sevgili ağaçkakan, seni bahçenin en aşağısındaki dış budakların üzerinde kendine yuva yaparken gördüğümde “Başını dağlara taşlara vuracak ne yaptı acaba?” diye düşünmüş “Yuvayı dişi kuş yapar” şeyisini hatırlayıncaya kadar da “Karı dırdırı” ihtimalini canlı tutmuştum kafamda.Bişey soracam siz sadece yuva yaparken mi ağaçları delersiniz.Yani başka bir amacınızın olduğu da oluyor mu? Mesela kendilerini kuş sesleri arasında cennette hissetsinler diyerekten insanlara yaranmak gibi bir derdiniz olmadı mı hiç? Bi de en sevdiğin sinema oyuncusu? Ne ? Ağaçkakan Woody mi?
Arkadaşımdan aldığım bir tavuk ve bir horozun koca bir sülaleye dönüşmesindeki rolünü bilmiyor değilim Horoz efendi.Her sabah kümese baktığımda dört beş tane taze yumurta bulabiliyor olmamı sağlayan tavuk hanımların hatırına,onların soyağacının tepesinde bulunmandan dolayı bir miktar saygı duyduğumu da belirteyim.Hem bulduğun bir yiyeceği yemeyip yumurtlayacakmış gibi ses çıkararak tavukları davet etmeni de pek centilmence buluyorum.Tavuklara yan gözle bakan kedi köpek gibi orta baş hayvanlara nasıl cesurca karşı çıkıp püskürttüğünde gözümden kaçmadı.Amma ve lakin tüm bunları ne için yaptığın konusunda ciddi tereddütlerim var.Ayrıca senin sadece kendi çöplüğünde ötmen gerekirken neden ben henüz dört buçuk yaşındayken beni kovalayıp sonrasında da yakalayıp yüzümü delik deşik ettiğini nasıl açıklayacaksın ? O yaştaki bir çocuğa yaptığın bu saldırının bilinçaltında ne gibi ön yargılara ve travmalara yol açacağını nerden bilecektin öyle değil mi? Bilecektin Horoz efendi bilecektin.İnceliklerle,centilmenliklerle tavukların kalbini kazanmayı biliyorsun da, benim psikolojik travmalar yaşayabileceğimi mi bilmiyorsun.Bunun tek açıklaması var.Bana centilmen olacan da nolacak değilmi? Sen devam et horoz efendi.Ama unutma horoz ölür gözü çöplükte kalır.Ayrıca benden duymuş olma “Horozun yılda bir kez yumurtladığı” söylentileri almış başını gidiyor.Eeee elin ağzı torba değil ki büzesin? Hayır horoz efendi “düzesin” değil büzesin.
Besle kargayı oysun gözünü derlerdi inanmazdım.Bu belki mecazi bir söylemdi evet ama ben kanadı kırık bir şekilde kavakların arasında bulup da seni beslemeye karar verdiğimde gözümü çıkarıp çıkarmayacağın konusunda endişelenmiş ama bunu sana belli etmemeye çalışmıştım.Kuşları severim ama sadece nankörlüğünün tescilli olması yüzünden pek kanım ısınmamıştı sana.Yemen için sana bir şeyler getirdiğimde parmaklarımı gagalamanı çocukluğuna verip kendimi teselli etmiştim.Üstelik çocuk aklımla uzun yaşadığını öğrendiğimde seninle uzun süreli bir arkadaşlık kurabileceğimi düşünmüştüm.Hani yabanisin ya,bana arkadaş olman daha fantastik olurdu diye.Mesela ben okula giderken gelip omzuma konsaydın,sonra derste gelip pencerenin pervazına konsaydın,çıkışta beni karşılasaydın,okulda manyak karizmam olurdu fena mı olurdu yani.Gerçi senden sonra karizmam olmadı değil.Ama çok ders çalışmam gerekti.Hiç gerek yoktu buna yavru karga.Hiç gerek yoktu.Kanadın iyileşi r iyileşmez kaçıp gittin.
Yeteri kadar topladığımda elimde kocaman bir ateş topu tutabileceğime,karanlık yolda yönümü bulmada bana faydalı olabileceğinize inanmıştım.Oldu mu olmadı.Yeteri kadar toplamıştım oysaki.Peki neden ışıklı ortama gelince ışıklarınızı söndürürsünüz?Yok tasarruf denen şeyi biliyorum,israf haramdır hatta ama ben sizi boşu boşuna mı toplamıştım. Işıklar birleşince “el” feneri olacağınızı düşünmemin neresi saçmaydı.Pokemonlar bile güçlerini birleştirirken siz neden başkasının ışığını görünce kıçınızı söndürüyorsunuz.Birlikten kuvvet doğar dostlar.Herkes kendi kapısının önündeki ışığı yaksa sokaklar apaydınlık olur.Ne alaka? Var alaka.Neyse konuşturmayın beni soğuk savaşa gerek yok.
Senin benimle ne alıp veremediğin vardı sincap. Neydi derdin.Sorunun neydi dostum ha? Yani beş yaşındaki çocuktum, sana ne gibi zararım dokunmuş olabilir.Tamam ağaçtan düşen cevizin sana ait olduğunu bilmiyor olabilirdim ama nihayetinde o ceviz ağacı bizimdi öyle değil mi? Bahçede çalışan babama annemle beraber yemek getirdiğimiz gün babamın komşuyu da çaya davet etmek için uzaklaştığında beni köpeğimiz yemeğe ağzını sürmesin diye kayısı ağaçlarının gölgesinde yemeği beklemek üzere bıraktığında annemin de gitmiş olduğunu fırsat bilerek arkamdan yaklaşıp sırtıma yumruk atmanı canlılığa sığdırabiliyor musun?Canlılığa evet.İnsanlığa diyecek halim yoktu e hayvanlığa da sığabileceğini düşünüyorum.”Hayvanlar canlılar aleminin bir parçası değil mi ?” sorusunu da akıl edemeyeceğini hesaba katarak öyle dedim.Evet onu bırak cevap ver sen.Neden attın o yumruğu.Üstelik hemen ağaca tırmanıp yuvana girmeden önce de bana bakıp adeta sırıtmandan da yaptığından hiç pişman olmadığını anlamıştım.Merak ediyorum mutlaka haklı bir sebebin olmalı. Neden?
Sayın Kirpi, sana çok kırgınım.Yani herhangi bir samimiyetimiz yok senle.Ne zaman yaklaşsam yanına kendini topluyorsun top gibi.Kafanı koltuğunun altına alıyorsun.İnsanın yüzüne bile bakmıyorsun.Her gece evin avlusunda fink atmayı biliyorsun ama şöyle karşılıklı bir muhabbetimiz yok.Afedersin ama fare gibi yüzün var.Neden afedersin dedim onu da bilmiyorum.Farenin nesi varmış aslan gibi delikanlı.Aslan dedim şimdi bu uzar gider böyle.En iyisi kapatalım konuyu.Sana kırgın olmamın asıl sebebi bu değil biliyorsun.Tavukların kanını içtin ve her gün bir tane öldürdün.Kurtlar vadisinin çocuklara etkisini tartıştığımız yetmedi şimdi bir de alacakaranlık serisi çıkacak.Kınıyorum seni haberin olsun.
0 Yorumlar