veda busesi; onların şarkısıydı, annemin ve babamın..
nişanlı oldukları dönemde izin dönüşü Almanya'ya giderken babam, düğünlerde bu şarkıyı istek yaparmış annem için..
biz çocukken bu şarkı çalındığında annem gururlanarak anlatırdı o günleri.. evlendikten sonra Almanya'da duramayıp döndü diye de çok kızardı babama;
"Almanyalı diye gelin gittim ona, evlenir evlenmez döndü geldi, aldattı beni" derdi..
babam da; "senden ayrı duramadım, orda birini bulup dursaydım daha mı iyi olacaktı" deyip annemin gönlünü hoş ederdi.
her ne kadar kızıyormuş gibi yapsa da, o günlerde herkesin gitmek için can attığı Almanya'lardan, kendisine olan aşkı uğruna babamın yaptığı bu geri dönüşün hazzı ve gururu yansırdı annemin yüzüne..
bu şarkı her kulağıma çalındığında; onların birbirlerini sevmiş ve hala seviyor olduğunun kanıtı olarak bu şarkıyı unutmamış olmaları ve bize bunu ballandıra ballandıra defalarca anlatmış olmaları çok mutlu ederdi beni.. yine aynı mutlulukla dinledim, aynı mutlulukla hüzünlendim.. dört yıl önce annemi kaybettiğimizde yine onsuz duramayacağını söyleyerek sürekli ölümü istedi babam, annemle olabilmek için Almanya'dan vazgeçtiği gibi Dünya'dan da vazgeçiverdi ilk günlerde..
annemsiz hiç bir yere adımını atmayan babam, annemsiz kalınca, elsiz-ayaksız, kolsuz-kanatsız bir kuş gibiydi adeta.. ölünceye kadar annemin tamamladığı eksiklerini yaşam tamamlayıncaya kadar sürekli ölümü istedi.. yaşam çok usta, çok üstad, eksikleri, boşlukları doldurmada üstüne yok..
şarkıyı dinlerken düşündüm de; erkekler dışa vuramadıklarından mıdır bilmem, kadınların daha çok sevdikleri düşünülür, zannedilir ya, bence erkekler daha çok seviyor ama erkekliğe sığdıramadıklarından kendilerinden bile gizliyorlar sevgilerini, duymak istemiyorlar yüreklerinden yükselen sesi.. taa ki ya ayrılık ya da ölümle kadınlar arkalarına bakmadan çekip gittiklerinde onlara kalan ıssızlık ve sessizlik içinde duymaya başlıyorlar en derinlere ittikleri sevginin sesini..
"meğer ne çok seviyormuşum seni" dememek için, iş işten geçmeden "seni çok seviyorum" demeyi bilmeli insan..
annemi, daima annemin onu sevdiğinden daha çok sevmiş olan babama bu şarkı.. hep yaptığı gibi babam da daha çok sevilmeyi hakeden anneme armağan edecektir zaten..
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın?
alnına koyarken veda busemi
yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
hani ey gözlerim bu son vedada,
yolunu kaybeden yolcunun dağda
birini çağırmak için imdada
yaktığı ateşi yakmayacaktın?
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırdım birkaç kelime...
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın.......(ZEKİ MÜREN)
http://www.dailymotion.com/video/x4pfnx_zeki-muren-veda-busesi-hani-o-byrak_music
Hülya Bilge GÜLTEKİN
2 Yorumlar
"kahve tadında bak bana;
kırk yıl hatırı kalsın gözlerinin.." HU'L YA
çok sevgiler:))