Sherry Moore ölü bedenlerin ellerini tutarak ölmeden önceki son 18 saniyede yaşadıklarını görebilen ama beş yaşında buzlu merdivenlerden kayarak düşüp sinirlerinin büyük hasar gördüğü günden beri diğer insanların görebildiklerini göremeyen kör ,genç ve çarpıcı derecede güzel bir kadındır.Herkesin göremediklerini görebilen olağanüstü bir yeteneğe sahip olan Sherry Moore tanrı vergisi yeteneği sayesinde polis araştırmaları danışmanı olmuştur.Bu özelliği ölü insanlara verilmiş bir hediyedir aslında.Ve aslında o ölü insanlara yardım eden bir melektir.
Konusu bana çok ilginç ve orijinal gelen ve bu sebeple okuduğum harika bir roman;”Son 18 Saniye”.
Aslında ilk önce romanın ikinci kitabı olan “Son Nefes” e rastladım.Konusunu da arka kapağında yazanları okuyarak öğrendim.İkinci kitap olduğu orda yazıyordu.Birinci kitabı sordum.Yoktu ama not aldı ve sipariş etti.Önce ikinci kitabı bir hafta sonra da birinci kitabı aldım.Alır almaz okumaya başladım. Zira bir hafta büyük bir merakla beklemiştim.Konu çok orjinaldi öncelikle belirtmem gerekiyor.Sırf bu değişik hikayesi için bile okunabilir.Okurken zihnimde beliren film de mutlaka izlemeniz gereken türden.Yanlış anlamayın filmi çekilmemiş henüz ama bence bu kitabın filmi kesinlikle gelecektir. Shuman’ın anlatım biçimi muazzam ve her bölümün başındaki tarih ve saat şimdiye kadar okuduğum ve bu yöntemi kullananlar arasında en etkili sonucu veren kitap.Bu sayede gerilim çok daha güzel artıyormuş gerçekten.Çok akıcı bir çırpıda bitirmek isteyeceksiniz.Kitap 20 den fazla dile çevrilmiş.”Son 18 Saniye” nin 1.baskı tarihi Ocak 2009.Yani yeni bir kitap.Romanın ikinci kitabı “Son Nefes” ise Kasım 2009 da basılmış.Bu kitapla birlikte kitap 30’a yakın dile çevrilmiş.Bence kısa zamanda ünlenecektir.Çok satanlar arasına girmesi zor olmayacaktır.Demedi demeyin.Başkasının demesini de beklemeyin okuyun :)
Bilimsel Bir Gerçek: İnsan beyninin ön korteksi kısa süreli anıları depolar. Bu anılar yalnızca insanın o an içinde düşündüklerini kapsar ve uzunlukları yaklaşık on sekiz saniye kadardır.
Konusundan bahsedeyim birazcık.
Sykes küçük yaşlardan itibaren ufak tefek suçlardan kısa süreli hapisler yatmış ama gerçekte adam öldürme tecavüz hırsızlık gibi son derece korkunç işler yapmış bir sapık bir cani bir sosyopattır.Polisten kaçarken öğreci dolu bir otobüsün kaza yapmasına ve kaza sonucunda bir çok insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet verdiği için ömür boyu hapse çarptırılan Sykes bu yüzden psikopatik yaşantısına ara vermiştir.30 yıl hapis yattıktan sonra birkaç iyi hal ve kısa sürede vücuduna yayılan kanser hücreleri göz önünde bulundurularak kamuda görevlendirilmek üzere şartlı tahliye edilmiştir.Geri kalan kısa ömrünü Wildwood sokaklarında geceleri çöp kamyonuyla devriye gezip ölü hayvanları toplamakla geçirecektir.Ama Sykes kendisinden beklenmediği kadar vahşi bir seri katildir hala.Bu tahliye büyük bir hatadır.Wildwood bir dizi esrarengiz kaçırılma ve öldürülme olaylarına gebedir.
Güvenlik güçleri tarafından verilen adıyla yeteneğine getirilen en son açıklama,Sherry’nin bir cesede dokunduğunda ölünün üst derisindeki sinir alıcılarıyla beyninin giriş kapısı olan kısa süreli hafızasında bulunan sinir alıcıları arasındaki elektriksel bağlantıyı tamamladığı şeklindedir.Bu bağlantının iletkeni,ölünün merkezi sinir sistemidir.Elbette ki bu sadece ölmüş kişilerde,yani beyni kendi enerjisini üretmeyen ve dolayısıyla elektriksel sistemi istilaya açık olan kişilerde işe yaramaktadır.Ama bir çok yetenek gibi bu yeteneğin de bir bedeli vardır.
Sherry bir ölünün hafızasında kalan anıları gördüğünde o anılar kendi hafızasının bir parçası olmaktadır.Yıllar içerisinde Sherry’nin hafızası,çoğu acımasızca işlenmiş suçların mağduru olan sayısız insanın son anılarının bir araya geldiği uçsuz bucaksız bir depo halini almıştır.Canavarların Sherry’nin zihninde kapalı tutuldukları kafeslerinden çıkmak için haykırdıkları,duygu yoğunluğunun canavarları kontrol altında tutamayacağı kadar fazla olduğu günler olmaktadır.Sayısız ölünün elini tutmuş,sayısız son anının tanığı olmuştur.İlgilenen herhangi birine ölüm korkusunu ve o an yaşanan trajediyi tarif edebilirken, diğer şeyleri,kimsenin sormaya cesaret edemediği o şeyler tarif edemeyecektir.Gözünün önünden gitmeyen,hiç unutamadığı şeyler de işte onlardır.Öleceğini bilen insanların keder verici son anıları.Kamyonun altında kalan bir adam,akarsuda akıntıya kapılan bir kadın, elektrikli sandalyede ölümü bekleyen bir mahkum, dağlık bir bölgede burun üstü çakılmak üzere olan bir uçağın pilotu.Geride bırakmak üzere oldukları şeylerle ilgili düşüncelerini toparlamaya çalışan insanlar.
Bir insanın hayatının son on sekiz saniyelik özeti nasıl olabilrdi ki?
Ben de tıpkı Stephen King gibi bu kitap için “Tek kelimeyle Mükemmel” diyorum.
Konusu bana çok ilginç ve orijinal gelen ve bu sebeple okuduğum harika bir roman;”Son 18 Saniye”.
Aslında ilk önce romanın ikinci kitabı olan “Son Nefes” e rastladım.Konusunu da arka kapağında yazanları okuyarak öğrendim.İkinci kitap olduğu orda yazıyordu.Birinci kitabı sordum.Yoktu ama not aldı ve sipariş etti.Önce ikinci kitabı bir hafta sonra da birinci kitabı aldım.Alır almaz okumaya başladım. Zira bir hafta büyük bir merakla beklemiştim.Konu çok orjinaldi öncelikle belirtmem gerekiyor.Sırf bu değişik hikayesi için bile okunabilir.Okurken zihnimde beliren film de mutlaka izlemeniz gereken türden.Yanlış anlamayın filmi çekilmemiş henüz ama bence bu kitabın filmi kesinlikle gelecektir. Shuman’ın anlatım biçimi muazzam ve her bölümün başındaki tarih ve saat şimdiye kadar okuduğum ve bu yöntemi kullananlar arasında en etkili sonucu veren kitap.Bu sayede gerilim çok daha güzel artıyormuş gerçekten.Çok akıcı bir çırpıda bitirmek isteyeceksiniz.Kitap 20 den fazla dile çevrilmiş.”Son 18 Saniye” nin 1.baskı tarihi Ocak 2009.Yani yeni bir kitap.Romanın ikinci kitabı “Son Nefes” ise Kasım 2009 da basılmış.Bu kitapla birlikte kitap 30’a yakın dile çevrilmiş.Bence kısa zamanda ünlenecektir.Çok satanlar arasına girmesi zor olmayacaktır.Demedi demeyin.Başkasının demesini de beklemeyin okuyun :)
Bilimsel Bir Gerçek: İnsan beyninin ön korteksi kısa süreli anıları depolar. Bu anılar yalnızca insanın o an içinde düşündüklerini kapsar ve uzunlukları yaklaşık on sekiz saniye kadardır.
Konusundan bahsedeyim birazcık.
Sykes küçük yaşlardan itibaren ufak tefek suçlardan kısa süreli hapisler yatmış ama gerçekte adam öldürme tecavüz hırsızlık gibi son derece korkunç işler yapmış bir sapık bir cani bir sosyopattır.Polisten kaçarken öğreci dolu bir otobüsün kaza yapmasına ve kaza sonucunda bir çok insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet verdiği için ömür boyu hapse çarptırılan Sykes bu yüzden psikopatik yaşantısına ara vermiştir.30 yıl hapis yattıktan sonra birkaç iyi hal ve kısa sürede vücuduna yayılan kanser hücreleri göz önünde bulundurularak kamuda görevlendirilmek üzere şartlı tahliye edilmiştir.Geri kalan kısa ömrünü Wildwood sokaklarında geceleri çöp kamyonuyla devriye gezip ölü hayvanları toplamakla geçirecektir.Ama Sykes kendisinden beklenmediği kadar vahşi bir seri katildir hala.Bu tahliye büyük bir hatadır.Wildwood bir dizi esrarengiz kaçırılma ve öldürülme olaylarına gebedir.
Güvenlik güçleri tarafından verilen adıyla yeteneğine getirilen en son açıklama,Sherry’nin bir cesede dokunduğunda ölünün üst derisindeki sinir alıcılarıyla beyninin giriş kapısı olan kısa süreli hafızasında bulunan sinir alıcıları arasındaki elektriksel bağlantıyı tamamladığı şeklindedir.Bu bağlantının iletkeni,ölünün merkezi sinir sistemidir.Elbette ki bu sadece ölmüş kişilerde,yani beyni kendi enerjisini üretmeyen ve dolayısıyla elektriksel sistemi istilaya açık olan kişilerde işe yaramaktadır.Ama bir çok yetenek gibi bu yeteneğin de bir bedeli vardır.
Sherry bir ölünün hafızasında kalan anıları gördüğünde o anılar kendi hafızasının bir parçası olmaktadır.Yıllar içerisinde Sherry’nin hafızası,çoğu acımasızca işlenmiş suçların mağduru olan sayısız insanın son anılarının bir araya geldiği uçsuz bucaksız bir depo halini almıştır.Canavarların Sherry’nin zihninde kapalı tutuldukları kafeslerinden çıkmak için haykırdıkları,duygu yoğunluğunun canavarları kontrol altında tutamayacağı kadar fazla olduğu günler olmaktadır.Sayısız ölünün elini tutmuş,sayısız son anının tanığı olmuştur.İlgilenen herhangi birine ölüm korkusunu ve o an yaşanan trajediyi tarif edebilirken, diğer şeyleri,kimsenin sormaya cesaret edemediği o şeyler tarif edemeyecektir.Gözünün önünden gitmeyen,hiç unutamadığı şeyler de işte onlardır.Öleceğini bilen insanların keder verici son anıları.Kamyonun altında kalan bir adam,akarsuda akıntıya kapılan bir kadın, elektrikli sandalyede ölümü bekleyen bir mahkum, dağlık bir bölgede burun üstü çakılmak üzere olan bir uçağın pilotu.Geride bırakmak üzere oldukları şeylerle ilgili düşüncelerini toparlamaya çalışan insanlar.
Bir insanın hayatının son on sekiz saniyelik özeti nasıl olabilrdi ki?
Ben de tıpkı Stephen King gibi bu kitap için “Tek kelimeyle Mükemmel” diyorum.
Paylaş
2 Yorumlar
Bu konuya benzer film veya dizi yapıldı sanki ama aradımm google'da bulamadım. Yapılmadıysada yapılsın yahu. Ben okumaya dayanamam izleyeyim bari :)
Güzel anlatım, eline sağlık.