Kendinizi altı yüz kırk altı harika sayfanın sonundaki beş boş sayfa kadar boşlukta hissedeceğiniz unutamayacağınız tadı 'dimağınızda' kalacak enfes bir polisiye-macera kitabı.Okuduğum en güzel en özel kitaplardan biri oldu şimdiden.Baş ucu değil baş tacı olacak bir başyapıt.Tam da denildiği gibi bu kitap tüm övgüleri hakediyor ve fazlası bağımlılık yapıyor.Son on yılın en iyi polisiye romanı olduğu iddiası gerçek dışı değil.İnanılmaz gerçeklikte karakterler yaratmış ve kitabı bitirip elinizden bıraktığınızda hala onları zihninizde koşturuken buluyorsunuz.Karaktelerin gerçekliği kadar keskin bir gerçek de bu kitabın yazarı Stieg Larsson'un artık yaşamadığı.Evet bu kitabından sonra iki kitap daha yazmış ama sadece bunun raflarda yerini aldığını görebilmiş.Kitaplarının tüm dünyada çok satanlar arasına girmesini görememek onun için ne kadar büyük bir şanssızlıksa kitabı okuduktan sonra böyle bir yazarın artık yazamayacağını düşünmek okuyucular için o kadar büyük bir şanssızlık.
Kitabın başının özellikle ilk elli sayfasının sıkıcı olduğundan şikayet ediliyor ama bence bunun sebebi İsveçce isimlere aşina olmamak.Bu konuda sıkıntı yaşamam diyorsanız daha ilk sayfalardan kitabın sizi kendine çekeceğinden emin olabilirsiniz.Çok farklı bir polisiye öncelikle.Yeni bir soluk,yeni bir bakış açısı.Ve bana göre bir miktar da bir ölünün, ülkesi hakkındaki betimlemelerine yer verdiği bir mektup.
Kendimce kitabın konusundan birazcık bahsedeyim.Korkmayın bir filmin fragmanı bir filmden ne kadar bahsediyorsa ben de bu kitaptan o kadar bahsedicem.Spoiller yok.Merak unsurları var.Bir çok kitap hakkında yazdım.Öğrendim sanırım bu işi :)
"Güvendiği bir arkadaşından aldığı bilgilerle İsveç’in en büyük dolandırıcısı olan saygın işadamı Hans-Erik Wennerström hakkında basında şok etkisi yaratacak bir makale yazan Millenium dergisinin genel yayın yönetmeni ve başyazarı Mikael Blomkvist,güvendiği gizli kaynaktan aldığı bilgilerin ve belgelerin sahte olduğunun ortaya çıkarılmasıyla oyuna getirildiğini anlar ama iş işten geçmiştir.Mahkemenin yüklü para cezası ile birlikte 3 ay hapis cezasına çarptırdığı Mikael,bir anda tüm ülkenin hedefi haline gelmiş, eleştiri oklarını üzerine çekmiş ve güvenirliğini büyük ölçüde yitirmiştir.Derginin geleceğini düşünerek istifa eder ve bir süre köşeye çekilmeye bu arada da hapis cezasını çekmeye karar verir.Ama hiç ortada yokken ilginç bir iş teklifi alır.Yaklaşık 2,5 milyon kron gibi çok büyük bir para öneren bu şahıs,ülkenin zengin ve saygın işadamlarından biri olan Vanger aile şirketinin başındaki yaşlı Henrik Vanger'dir.Henrik Vanger’in isteği ailenin büyük bir bölümü Hedestad adasında yaşayan Vanger ailesinin tarihini de içine alacak şekilde kendi biyografisini yazdırmaktır.Ama bu asıl iş değildir.Gizli anlaşma şudur ki;Blomkvist tam 36 yıl önce feci bir kaza sebebiyle köprünün kapandığı ve adayla anakaranın bağlantısının kesildiği bir gün, merhum kardeşinin 16 yaşındaki çok sevdiği torunu Harriet Vanger adlı kızın esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması olayını araştırması ve öldürüldüğüne inanılan Harriet’in kim tarafından neden öldürüldüğünü ortaya çıkarmasıdır.Yani 36 yıl önce öldürülen Harriet’in katili kimdir? Mikael bu işi almak istemez çünkü olay gerçekleştirdikten sonra yıllarca aramalar yapılmış,izi sürülmüş,şüpheliler dinlenmiş,insanlar sorguya çekilmiş,tüm kanıtlar toplanmış ama Harriet hakkında hiçbir ize rastanılmadığı gibi cesetine dahi ulaşılamadığı için öldüğünden bile emin olunamamış.Henrik Vanger anlaşmaya göre Mikael’in sonuç almak zorunda olmadığını bir yıl sonunda her halükarda önerdiği parayı vereceğini,tek amacının ölmeden önce bu son kez Harriet olayını araştırmak olduğunu,Mikael’in işinin biyografisini yazmak olduğunu,sadece bu işi yapmasının bile o parayı haketmesi için yeterli olduğunu söyler.Ama Mikael’i asıl ikna eden şey,yaşlı işadamı Henrik Vanger’in Wennerström’üm tüm kirli çamaşırlarını belgeleriyle birlikte bir yılın sonunda Mikael’e teslim edeceğini vaadetmesi olmuştur.Artık ünlü ekonomi muhabiri Mikael Blomkvist,herkesten uzakta sessiz ve esrarengiz Hedestad adasında ümitsiz çalışmalarını sürdürmeye başlamış fakat aylarca çalışmasına rağmen bir arpa boyu yol alamamıştır.Ta ki yolu sorunlu bir sosyopat,zararsız bir asosyal,garip görünüşlü çelimsiz bir kız olan Lisbeth Salander ile kesişene kadar.Gerisini siz okuyun ve bu muhteşem macera ve gizemin derinliklerine bırakın kendinizi."
Filmini de kitaptan sonra izlemek daha akıllıca.Aşağıdaki fragmanı izlemenizde hiçbir sakınca görmedim. :)
The Girl with the Dragon Tattoo hits screens
Ve Başkaları ne demiş bir bakalım...
“Bu kitap kendisi için söylenen her bir övgü sözcüğünü hakediyor…Kitap karanlık ve kesin olarak etkileyicidir…Benim okuduğum en iyi polisiye kitaplardan biri…Üçlemenin geri kalan kitabı bunun yarısı kadar bile olsa,Larson bize müthiş bir miras bırakmış olacak.”
Sharon Wheeler,Reviewing the Evidence
Bu kadar çok gürültü patırtı yapılmasının haklı bir nedeni var…Bu kitap her cephede –karakter,kurgu,atmosfer- övgüyü hakediyor
Marcel Berlin,The Times
Larsson’un kitapları hayatımız için bir tehlike oluşturuyor.Parklar okuyucularla tıka basa dolacak,çalışma dünyası altüst olacaktır.Bütün bunların nedeni hiç kimsenin kitabı elinden bırakamamasıdır.
Bams
Bir yazar Lisbeth Salandergibi birinin karmaşık ve büyüleyici bir temimlemesini yaptığında bizim yapabileceğimiz tek şey onun önünde saygıyla eğilmektir.Bundan daha iyisi yapılmazdı.
Gefle Dagblad,İsveç
“Larsson'un bu kitabı saatli bir bomba gibi...”
-Bob Cornwell
“Hipnotize edici.”
-Usa Today
“Tam bir dinamit.”
-Liz Smith
“Çılgınca… Müthiş bir gerilim.”
-The Washington Post
Diğer macera kitabı yazarlarının aksine,Larsson son sayfanın çevrilmesinden uzun zaman sonra bile okuyucuların zhinlerinde var olmayı sürdürmektedir.
Le Monde
2 Yorumlar