Hani birşeyi kaybedersiniz ya, gider..Ölmüştür..Ama cenazesine katılmazsınız, ölmüştür ama siz gülersiniz. " Ölmedi, bitmedi " diye kaldığınız yerden devam edersiniz .GERÇEĞİ KABULLENMEK YERİNE kendinizi kandırırsınız.
Günler geçer bir damla gözyaşınız akmaz.Çünkü bitmemiştir, ölmemiştir.Nasıl birşey bu?Gerçeği reddetmek, bilmemezlikten gelmek...
Koşuyorsunuz..Durup düşünmemeniz gerek.Ne zaman düşünmeye başlasanız, gerçekler rüyalarınıza bile girmeye başlar.Koştum, Koştum..Kaçtım hep...
Sayamadım, ne kadar gün oldu?ne kadar ay oldu?Günleri sayarak gerçek ile yüzleşmekten korktum...
İnkar ettim!Ben koşarken, rüzgar; tokat gibi sertçe gerçeği yüzüme yapıştırdı.Dizlerim çözüldü, önce yere düştüm, sonra ağlamaya başladım, hıçkırdım..inletircesine dünyayı....hıçkırdım...
Gerçekle yüzleştim; SEN ÖLMÜŞTÜN...
Ama ben koşuyordum, durursam; hatırlayacaktım.Hep koşamazmış insan, zayıfmış aslında.
Gerçek şu; SEN ÖLMÜŞTÜN ve ben bunu dilimle söyleyemeyecek kadar korkaktım..
YOKTUN..SEN YOKTUN...Bağırdım, sadece rüzgar duydu sesimi...
Bugün yokluğunu kendime itiraf ettim.İnsan, kaçtığı gerçekleri itiraf edemezmiş kendine..Başkaları dillendirdiğinde de inkar edermiş.SEN YOKSUN, SEN YOKSUN, ŞİMDİ YOKSUN...
Meğer canım yerinde değilmiş.Bak; yoksun ve yalnız kaldım..
Kaç sayfaya sığar yokluğun?Tamamlanamamış şiirlerim,yokluğunla beraber eksik kaldı.Bitiremedim...Köhne bir yalnızlık var içimde, yokluğunu kabullenemeyen, canı acıyan, ağlayan YOKLUĞUNA...
Kaybolan YOKLUĞUNDA...
Neşe Tuana
1 Yorumlar