Banner

UÇURTMAYI VURMASINLAR


80'lerin sonunda çocuk olmak üzerine yazmış Stuven..
80'lerin sonunda hayatta karşıma çıkabilecek en zor şeyin uçurtma uçurabilmek olduğunu sanırdım... Onu da becerememeye kendimi alıştırmıştım.. "uçmasın uçurtmada ne olur ki,hıhh!" dedim ve geçtim hızla  bu konuyu... Sandalyelerin ayaklarına ipi geçirip ip atlamakla geçmezdi zaman..Gün o kadar uzun birşeydi ki hiçbir oyun yetmezdi akşamı etmeye....
Hayattaki en keyifli şey oraletten yapılmış eskimo eşliğinde susam sokağı izlemek gibiydi.. birde uyku saatinde uyuyor numarası yaparak yorganın aralığından geleceği dönüş serisini izlemek.. M.J.FOX görüp görebileceğim en yakışıklı erkekti...
Abinin sevgilisinin gönderdiği mektupları gizli gizli okumak bir diğer keyifti.. Mektuplar vardı o zaman, pembe zarflarda gelip giden...
Evde fon müziğinde Küçük Emrah çalabilirdi mesela, arkasından Sezen Aksu...
Annenin parfümleri boş bir şişede birbirine karıştırılmak suretiyle bitirilebilirdi... Arkadan da ne olduğunu bilmiyor numarası çekilebilirdi pekala...
18 yaş hiç gelmeyecek kadar uzaktı... -ki zaten uzak kelimesinin ne anlam ifade ettiği konusunda da pek bir fikir sahibi olunamazdı; uzaktı işte hepsi bu-....

Hayattaki en zor şey hayatın ta kendisiymiş meğer... aç karnını doyurmaktan, ip atlarken yanmaktan, düşüp bacağını yaralamaktan daha zormuş...
Oralet katkı maddesi içeren birşeymiş mesela... 
24 saat ne kısa bir zaman dilimiymiş, göz açıp kapayıncaya kadar geçiveriyormuş;
insanın elinde hep yetişmeyen işler listesi oluyormuş, ve hatta gittikçe kabarıyormuş... 
hayattaki yaralar dizindeki yaralardan daha çok acıtıyormuş....

İçin hep kanıyormuş....

"Uçurtmayı Vurmasınlar;İnciii!!..."



hOŞ'A yAKIN kAL:))

Yorum Gönder

0 Yorumlar