Bizim ülkemizde geçmişten günümüze devam eden kadınlara yönelik birtakım saçmalıklar var. “Sen kadınsın, otur oturduğun yerde. Ne işin var dışarıda, millet sonra ne der?”, “Kadının sırtından sopayı, karnında sıpayı eksik etmeyeceksin”, “Kız dediğin okur mu hiç, zaten 15’ine bastı mı amca oğluyla evlenecek” türünde mantık dışı cümleleri bu ülkenin televizyonlarında görmeniz, gazetelerinde okumanız ve en vahimi hiç beklediğimiz insanlardan duymanız oldukça olası bir durum. Kadına 2. sınıf muamele yapmanın getirdiği bir takım hazlar da var tabi. Erkek kendini üstün olarak görecek, karşısındaki ezilen varlığa bakarak ego patlaması yaşayacak ve en önemlisi çevresine havasını erkekliğiyle atacak.
Erkek egemenliği ülkede her yerde farkındaysanız. Genelde şirketlerin yöneticileri erkektir, kadınlar şoför koltuğuna oturdukları andan itibaren trafikte kendinize dikkat etmeniz gerektiği söylenir, 20 yıldır İstanbul’da yaşadığı halde boğazı görmeyen yüzbinlerce kadın vardır filan. Mesela bu kadınların çoğu sadece hastaneye gitmek için evlerinden çıkarlar. Günlük programları da şudur: Sabah erkenden kalkıp kocasına kahvaltı hazırlayacak, çocuğu varsa onu besleyip, giydirip okula gönderecek. Daha sonra yemekti, temizlikti derken arada belki alt kat komşusuyla çene çalacak. Televizyondaki aptal kadın programlarını seyredecek. Akşam olacak yemek hazırlayacak yine, yataklar, bulaşıktı filan derken saat geç olacak ve yatma vakti gelecek. Ne kadar monoton bir hayat değil mi? Bu hayattan şikayet etme gibi durumları da yok.
Sana kiminle evlenmek istediğin, hatta evlenmek isteyip istemediğin bile sorulmuyor. Dışarı çıkmak istersen izin almak durumundasın. Genelde görücü usulü evlendiğin için karşındaki insanı tanıma zamanın olmuyor. Kötü biri mi, iyi biri mi bilmiyorsun. Dayak yeme olasılığın oldukça yüksek. İş yerinde patronundan zılgıtı yiyen öküz, eve geldiğinde sinirini kum torbası sandığı eşinden çıkartabiliyor. Bazıları ise kadını sadece “damızlık” olarak kullanıyor. Peş peşe 8-9 çocuk doğuran kadının hayattan hiçbir beklentisi kalmıyor zaten. Onca bebek ağlaması, senin bakımına muhtaç çocuklar filan derken kapandıkça daha fazla kapanıyor içine.
Şimdi bu anlattığım kesin genelde eğitimsiz, cahil insanların yaptıkları. Bu kişilerin eşleri hayattan kopmuş insanlar genelde. Boşanma olayı asla olamaz, çünkü o kim ki bir erkekten boşanıyor, adamın erkekliğine zarar gelmesini sağlıyor. Namını yerle bir ediyor. Adam dedirtir mi hiç karım beni boşadı diye. Hadi bir fırsat buldun evden kaçtın. Bu seferde elinde silahla kaçtığın yerde seni bulup öldürebiliyor o “sözde erkek” Neymiş, erkekliğine laf getirtmezmiş, namusunu temizlemiş.
Bir de madalyonun öteki yüzü var: Yaftalama. Eğer benim gibi erkekseniz geneleve gittiğinizi ya da seks yaptığınızı anlattığınızda havalı, süper biri olmuş oluyorsunuz. Detayları istiyor herkes. Pozisyon sorma gırla. Ama kadınsanız eğer bir ortamda seks yaptığınızı söylerseniz anında kaşar ya da orospu olabiliyorsunuz. Bu şeye benziyor, her sevgilim bir kere versin ama karım bakire olsun mantığına. Nasıl bir ikiyüzlülük ama. Erkek istediğini yer, isteğini yapar, sıçar ama kadın yaptığında hemen yaftalayın. Bu ülkede hala dul kadınlara “hafif” gözüyle bakılıyor, onları “yollu” sanıyor millet.
Sokakta sözlü tacize maruz kalanlar kadınlar.. İş yerlerinde patronun başka beklentiler içine girdiği kişiler kadınlar.. Araba sürmeleri, dışarı çıkmaları bile sakıncalı olan varlıklar kadınlar.. Sebepsiz yere şiddet gören kişiler kadınlar.. Ülkem insanının bu düşünceleri midemi bulandırıyor. Bunları yapan erkeklerin annelerine, eşlerine ya da kız kardeşlerine laf gelse. kız kardeşlerinin çalıştığı yerde patron tacizde bulunsa ortalığı darmaduman ederler var ya.. Ama başkalarına yapmak kolay tabi.
Son olarak işin bir de dini kısmını ele almak istiyorum. Bazı erkekler evlendikleri kadınların kapanmalarını filan istiyor. Buna onların karar vereceğini düşünüyor. Hayır efendim veremezsin. O kadının özgür bir iradesi, bir düşünme yeteneği var. Kendi isterse kapanır, hatta çarşafa girer, istemezse gıkın çıkamaz. Zorla yaptırırsan hiç olmaz. Çünkü dinde zorlama yoktur. Zaten bu kişiler genelde kendine Müslüman oluyor. Çünkü saygı nedir bilmiyorlar. Karısı kapandıktan sonra evde eşine yemek hazırlayıp onu beklerken, erkek ise dışarıda arkadaşlarıyla biraları deviriyor. İroni değil de nedir bu?
Bir erkek olarak bu kadar erkek egemenliğinden rahatsızım. Erkeklerin her boka karışmalarından rahatsızım. Rahat bırakın kadınları yahu. Siz kim oluyorsunuz ki insanların yaşamlarına kısıtlama getirmeye çalışıyorsunuz. Önünüzde bir fazlalık var diye kimi kimden üstün görüyorsunuz? Bu dünyada aciz olanları kadınlar değil, sizin gibi insanlıktan nasibini almamış yaratıklardır.
Son olarakta "şu" yazımı okuyun derim.
0 Yorumlar