şunu da yazayım, bunu da unutmayayım, şunu yazarken girişi böyle yapayım, birde şöyle bir fotoğraf bulayım derken bir baktım, yuh bana yani, 20 gün olmuş yazmayalı... ama yok yok ben biliyorum bunun nedenini... sen tutup reklam yapcam diye yazdıklarını face'te, paylaşırsan, yakınlarına blog adresi verirsen olacağı budur işte... sonra anne, baba,bütün sülale bilir olur, sende kırpa kırpa yazacakları geriye birşey bırakamazsın; kendine edebileceğim en kötü beddua da ısırgan otu değsin ellerine olur işte...
* allahtan reva mıdır yahu, 30'a merdiven daya, hala birşeyler sakla::P :(
tabi bunun şöyle iki açıklaması var; birincisi sevgili ahali; ne kadar büyürsen büyü sen onların küçük kızı evin köpeği olduğundan, yapmış ve yapacak olduğun, düşünmüş ve düşünecek olduğun bir çok şey yürekleri ağızlarına getirebilir, başlarına taş yağdırabilir, hatta onlara göre bütün dünyanın başına taşlar yağabilir, meteorlar halinde....
ikincisine gelince-ki burada çok net olarak bir tezatlık vardır- koskoca kız olmuşsundur hala ne bu ettiklerin ve dediklerin....
bilemedim yani şimdi; bunu kapatıp kimseye duyurmadan başka blogla yoldaş mı olsam ne???
***
gelgelelim konu başlığımızın mana ve ehemmiyetine...
şekerim sene 2010; takvimlerden bir yaz vakti... biri benim valide olmak üzere 3 hatun evin salonunda takılıyoruz... ben diyorum ki "Serdar Ortaç dinlemeye gitmek istiyorummmmm..." -ki sanırsam zaman bende tersine mi işliyor; çünkü ben bunu ergenlikten çıktım çıkalı istemekteyim..istemekte ancak gitmemekteyim...
sonra diyorum ki; "Serdar Ortaç dinlemeye gidelim, dans edelim, eğlenelim"...
Valide yapıyor yorumunu;
"Kaç yaşına geldiniz sizin ruhunuz hiç olgunlaşmamış kızım..."
çünkü Ahali; valideye göre; ev,araba, koca, çocuk,vb. şeyler istemeli ruh, dans etmekte neymiş,hıhh!!!
ben buraya hemen bir "Büyüdükte Sanki Ne Oldu?" molası koyar ve giderim...
Hoş'a Yakın Kalınız...
0 Yorumlar