seni sorduklarında "benim babam bir kahraman" diyorum..
ne çok zaman geçmiş baba..göz açıp kapayana kadar yirmibir yıl olmuş..sol türküler dudağında, hep sol yanına yattığını biliyorum..henüz bedenimdeki değişiklikleri ölçüp tartarken yanıma gelip "benim gibi olacaksın" dediğin günler geliyor aklıma..sahiden de göz açıp kapayana kadar geçmiş yıllar ve ben senin gibi olmuşum baba..bıyık bırakmayı beceremedim, kirli sakal daha çok hoşuma gitti..ve beni kıskanıp bir sabah vakti yatağımın köşesine oturup, el değmemiş topraklara benzeyen yüzünle, yüzüme baktığını hatırladım..öğretmenliği benim için bırakışını ve bir daha bu mesleği yapmam dediğini..dediğin gibi de oldu, onca ısrarlarımıza sırt çevirip, kararından dönmediğin günler yaşadık..annemin doğum günlerini unutmaman, el yapımı hediyelerin varlığını hatırlattı bize..veli toplantılarında hem öğretmenim hem de babam oluşun yüreklendirirdi beni ve en son benim sınav kağıdımı okuyuşun..evdeki çalışmayan eşyaları kendi imkanlarınla tamir edişin geliyor aklıma..pillerle yaptığım deneylere ayak uyduruşun..en yüksek yerlerde duruşun..
ne çok zaman geçmiş baba..saçlarının beyazlığında mevsimleri saydığım ve çarpım tablosuna benzeyen bir hayatta denklemleri çözerek yaşadığım..
"hiçbir zaman en başarılı benim"demeyeceksin dediğinden bu yana, ikinci sırada da olmayı hazmetmeyi öğrendim baba..
hatırlıyor musun? yokluğu öğretmiştin bize..İzmir'e yerleşmeye karar verip evden çıktığın gün..o zaman herşeyin yaşanılarak öğrenileceğini anlamıştım..gecenin yarımına kadar gelmemiştin..kapı anahtar sesiyle irkildiğinde, odamdan fırlayıp ışıkları yakmıştım..seni görmek aylarca görememe ihtimalini alıp götürmüştü içimden..
sen bize baba olmayı öğrettin..kararların peşinden gitmeyi,korkaklığı yenip cesaretle tanışmak gerektiğini,bugün yapılacak olanın üzerinden bu gün gelmeyi,kitabı üstün körü değil de sindire sindire okumak gerektiğini..cemiyetin içinde yabancı kalmamayı ve her zaman son söylenmesi gereken cümleyi, ilk söylememeyi..masayı toplamanın en kolay yolunun herkesin kendi tabağını masadan kaldırması olduğunu,kolanın içine buz atmamayı ve dişlerimize kişisel zevklerimiz için zarar vermemeyi..senin olanı gerektiğinde başkalarına da sunabilmeyi,çekimser olmayıp çekingenliğin üzerinden gelmeyi,kendi sağlığına şükrederken hasta insanlara da şifa dilemeyi,sadece kendin için değil de,tüm insanlık için yaşanması gerektiğini..yorganın kılıfını geçirmenin en kolay yolunun, kılıfı ters çevirmek olduğunu..sıcak havalarda pencereleri açıp evi daha da boğucu hale getirmemeyi..
bir babanın görevinin çocukları için çalışmak olduğunu, gerekirse ağır yükler bile kaldırabileceğini..
sen bize baba olmayı öğrettin..
hatırlıyor musun? Harry Potter Felsefe Taşı kitabını almıştın bana..ben şımarıklık yapıp mutfak masasının üzerine bırakmıştım..keşke yapmasaydım baba..kırılmamıştın ama keşke okusaymışım..
şimdi yıllar geçmiş aradan; sen yazılarımın en büyük takipçisi, açılan yorganımın üzerime örtülmesine sebeb olmuşsun..