Dünyanın en büyük sevdası bana göre Âdem’le Havva'nın sevdasıdır. Öyle ki, dağlar diz çökmüş önünde ve özlemle çığlıklar öyle uzaklara ulaşmış, kolay mı cennetten kovulmak yasak meyve için
İki yarım elmanın sevdası bu, o kadar uzak kalmışlar ki âdemle Havva. Kavuşmadan yaşadıkları acıyı şöyle bir düşünmek lazım. O kadar yakın hissedip de dünyada yapayalnız olmak kolay şey mi. tüm evrene örnek bir sevda bu.
Kıtalar aşıp koşup gelmişler, dünyanın ilk zamanları, canavarlar, vahşi hayat ve yapayalnız iki kişi. Birbirlerini aradıkları ve ağladıkları günler neredeyse 60 yıllık insan ömrüyle ifade edilmiş. Onlar dünyada yalnızlığı o kadar acı hissetmişler ki, kendilerinden öte hiç kimsenin olmadığı bir yalnızlık kasıp kavurmuş yüreklerini.
Kendilerine benzeyen sadece iki can, başka hiç kimsenin olmadığı bir dünyada inanılmaz bir şey. Şahsen ben bu sevdaya sevdalıyım, bu aşka vurgunum. Birbirlerinin dert arkadaşı olmuşlar, can yoldaşı olmuşlar ve dünyaya insanlığı armağan etmişler bu sevdayla.
Size bu babalar gününde anlattığım sevda âdem ile Havva’nın sevdasıydı. Romanlarda aşk diye yazılmayan bir öykü. Sadece karikatürlerde kalmış bir bakış açısı var insanlığın bu sevdaya bakarken. Oysa onlar ötekinin eksikliğini ilk defa tatmış insanlar, iki yarımı delice hissetmiş, delice öteki yarısını aramanın ne demek olduğunu yaşamış ilk iki can onlar.
Yaman sevdalanmış, Havva anneme Adem babam. İyi ki sevmiş, iyi ki sevişmiş. İyi ki bu dünyayı bizlere, bizleri bu dünyaya armağan etmiş. Binlerce teşekkürler Tanrım insanı, insanlığı yarattığın için. Çok teşekkürler Âdem babacığım, Havva annemizi ve bizleri sevdiğin için.
Ver elini öpeyim, babalar günün kutlu olsun...
1 Yorumlar