Banner

Sevgililer Günü değil, yılbaşı değil Nesrin bu yazıyı neden yazdı?



Bugün 14 Mayıs.
Sıradan bir gün.
Birilerinin doğum günü elbet, birilerinin çıkma yıldönümü, yine de sevgililer günü, yılbaşı, anneler günü evrensel bir gün olmadığı için bir çoğumuz için normal bir gün.
Çoğumuz bu tarz özel günlerin bir grup kapitalistin işi olduğuna kanaat getirmiş olsak da, ben seviyorum aslında bu özel günleri.
En azından bir gün de olsa güzel bir şey için para harcıyoruz.
Tabi hemen belirtmek istiyorum, o "şu kadarcık bir şey" sloganlı pırlanta reklamlarına sinir oluyorum.
Abartmadan orta kararda bir hediyenin kime ne zararı olabilir ki?
Elbette hediye almak zorunda olmak, kasılmak biraz sıkıcı şeyler, ama dediğim gibi en azından bir gün dünya mutlu bir yer oluyor.
Herkes hediyeleşiyor, eğleniyor.
Fakat bir yandan da sevgilisi olmayan, annesi olmayan ne yapacak diye üzülmeden edemiyorum.
Her gün onlarca reklam çıkıyor televizyonlarda, gazetelerde.
Her yer hediye alma rehberi.
Sevgilisi olmayan işin o kadar sorun değil de, hele annesi olmayanların içi cız etmez mi?

İşte ben de bu yüzden sıradan bir günde yazıyorum Nesrin'ce hediye alma rehberini.
İsteyen istediğine alsın hediyesini.
İster sevgilizine, ister kendinize.

Hediye alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur amaç.
Örneğin hediyeyi verdiğinizde kişinin mutlu olmasını mı, çok şaşırmasını mı, ya da duygulanmasını mı istiyorsunuz.
Bu üç durum  da aynı şey gibi görünebilir, ama biraz farklılar aslında.
Mesela beğeneceği bir kazak alırsınız mutlu olur,teşekkür eder.
Fakat hem duygulandırıp hem şaşırtmak biraz zor.
Şaşırtmak için çok istediği bir şeyi alabilirsiniz elbet.
Kendisinin maddi gücü yetmiyordur, veya cd kitap gibi koleksiyonları vardır aradığı parçaları bir türlü bulamıyordur, onlardan birini bulursunuz öyle şaşırır ki.
Bazen de amaçsızca hediye alınabilir tabi.
Hani biri size atıyorum ev hediyesi getirmiştir sırf getirmiş olmak için, siz de sırf karşılık vermek için sıradan bir şey alıp kurtulabilirsiniz. Hayatın gerçekleri bunlar :)

Neyse konuştukça konuyu öyle bir dağıtıyorum ki, sonra toparlamam imkansız oluyor.
Benim için bir hediyenin en önemli unsuru üzerinde emek harcandığını düşündürtmesi.
Sadece el emeği değil elbet, onu yapmak her zaman mümkün olmuyor.
Fakat en azından hıımm Nesrin ne beğenir, ne sever, neye ihtiyacı var gibi soruları cevaplayan hediyelere bayılıyorum.
Bana gelen hediyeleri her zaman beğenirim gerçi, hiç beğenmesem de bir kere olsa bile kullandığımı belli ederim; fakat ben bu hediye işini hiç beceremiyorum herhalde ki benim aldığım kolyeyi takmayıp çok benzerini alıp onu takan insanlar tanıyorum. 

Bu noktada hediye alınacak kişinin gerçekten ne istediğini bilmek önemli.
Sizden pahalı bir hediye bekleyen birini el emeği ile bir şey ile mutlu edemeyebilirsiniz veya çiçek almak her zaman romantik değildir, çünkü "bu ne ya bari marul alsaydı da" yeseydik diyen kızlar da var.

Hediye fikirleri aramayı çok sevdiğim için nette sık sık hediye sitelerine ve sevgilime ne alsam konulu yazılıp çizilenlere bakarım. Dün gece ekşisözlükte yazılanlara çok güldüm. Herkes el emeği olanın daha makbul olduğunu yazmış, birisi de şöyle bir cevap vermiş :

"beraber çektirilen fotolar tek tek print edilir, çok güzel bir şekilde kolaj yapılıp paketlenip sevgiliye verilir. 1 ay sonra o sevgili sizden ayrılır...

...çünkü haklıdır. zira çocuk muyuz ne lan bu, iş eğitim dersi ödevin mi? deli ettin kadın beni. bi de en güzel hediyem diyordun. bula bula bunu fikri mi buldun lan"
Böyle tepkiler olması da çok normal değil mi :)

Kısaca formülüze edersek en güzel hediye aa bak bu çok güzelmiş diyerek alınına hediye değil, onun beğeneceğini mutlu olacağını düşünerek alınan hediyedir. Biraz hafızayı zorlamayı gerektirir, uğraş ister;  hediyeyi aldığınız kişinin yüzündeki mutluluğu görünce de bütün çabanıza değdiğini hissedersiniz.

Sırada benim yaptığım, ya da sağdan soldan duyduğum favori hediye fikirleri var.
Belki birilerininin işine yarar diye paylaşmak istiyorum, çünkü her özel günde veya öylesine bir hediye almak istediğimde farklı bir şey olsun diye en az bir ay düşündüğüm için minicik bir fikrin bile ne kadar makbule geçtiğini çok iyi biliyorum.

Bir sitede sevgilinize denizden çıkmış bir şişe hediye edin gibi bir şey görmüştüm.
Fikir çok güzel, yapması da basit.
Hemen bir şise alınır, mümkünse renkli. Biraz süslenir. Orası artık hayal gücünüze kalmış, üzerine mum dökebilirsiniz, boyayabilirsiniz. Sonra uzunca bir mektup yazılır, şişenin içine konulur.

Yine ekşisözlükte sevgiliye alınacak en güzel hediye uçak biletidir demişler.
Sevdiklerimize kendimizi hediye etmek de güzel bir seçenek aslında :)
Ailemizden veya sevgilimizden uzaktaysak hiç beklemedikleri bir anda yanlarına gitmekten daha güzel ne olabilir ki?

Parfüm, kıyafet, kolye vb, şeyler her zaman kurtarıcı hediyelerdir.
Fakat bu özelliklerinden dolayı aynı anda da pek şaşırtan hediyeler değillerdir.
Ancak çok isteyip de parasını olmadığı için alamadığı bir şeyse mutlu olabilir belki.
Belki diyorum çünkü bu sefer de sen beni paranla ezmeye çalışıyorsun durumu olabilir.
Kimse hediye almanın kolay olduğunu söylemedi, değil mi?

Her zaman söylenen bir söz var: Bayanlara alacak şey çok da erkeklere bir şey alınmıyor ki.
Kısmen doğru.
Bayanlara kişisel şeyler haricinde takı, ev eşyası gibi geniş ürün yelpazesi olan kategorilerden de hediye seçilebiliyor.
Fakat erkeklere de alınacak çok şey düşününce.
Şunu kabul edelim. Yirmi yıl boyunca her seferinde çok farklı bir hediye almamız mümkün değil.
Erkeklere alınabilecek en güzel hediye saat. Mümkünse kalitelisinden.
Benim çok kalitelisini alacak param olmadığı için es geçtim bu alternatifi :)
Parfüm, cüzdan, kol düğmesi, kitap, hobileriyle ilgili bir şeyler...
Yine de erkeklerin çoğunu ne çok mutlu eden hediye taraftar ürünleri ve teknolojik ürünlermiş.
Ucuz bir şeyle mutlu olmuyorlar yani :)
Bu da böyle biline.

Bu da bayıldığım fikirlerden biri, kutsal bilgi kaynağından yine : "Gireceği yeni yaşı kadar hediye almak. doyumsuz yaptırır, şımartır lakin bu kadar ince düşünülüp saç tokasını dahi hediyeye ekleyecek kadar ince düşündüğünüz için sizi farklı kılabilir. bazen de güzellik farkta olabiliyor".

Kendi yaptıklarım arasında en güzel olduğunu düşündüğüm, kendimle inanılmaz gurur duyduğum hediyem minik bir fanusa kırmızı kartondan kalpler kesip üzerlerine seni seviyorum çünkü.... gibi şeyler yazmamdı.
Kaç tane yazdığımı bilmiyorum, ama aklıma gelen her şeyi yazdım. Sonra da fanusun dışını tüllerle kapladım.
Bu fikir zaten benim hep aklımdaydı, ancak sunum kısmına karar veremiyordum. Bir hediye sitesinde gördüm cam fanus içerisine koyup tüllerle kapladıklarını, fakat orda yapılanında kalplere sevgi mesajlarını yazıyorlar.
Bence hazır mesajdansa bir kendi yazdığınız cümleler çok daha önemli.
Üstelik bu hediyeyi sadece sevgiliye olarak düşünmeyin.
Belki biraz farklaştırarak çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza, annenize babanıza herkese yapabilirsiniz.
Mesela minik bir hediye alıp kağıtların arasına saklayabilirsiniz.
Araya parlak kağıtları olan şekerler katabilirsiniz.

Kitap okumayı sevmeyen birine kesinlikle kitap almayın.
Belki hayatını değiştirir, okuma alışkanlığı kazandırır gibi iyi niyetlerle bile alsanız, genelde kötü sonuçlanıyor benden söylemesi.

Ve son olarak bence bir hediyeyi hediye yapan en önemli şey kenarına iliştirilmiş bir nottur.
Sadece doğum günün kutlu olsun yazmak bile yeterlidir, hele ki uzun bir mektupsa tadından yenmez.

fotoğraf: buradan



Yorum Gönder

2 Yorumlar

Gerçekten hediyeleşmek önemli bir şey. İlla ki büyük şeyler alınması gerekmez. Sana katılıyorum. Bence bu günde önemli bir gün. Çünkü sıradan bir gün. Bir birimizi hatılamamız için gözümüze sokulan bir gün değil.

14 mayıs günü kutlu olsun canım benim :)
Nesrin dedi ki…
Teşekkür ederim siyah kelebek.
Senin de 14 mayıs'ın kutlu olsun :)