Bugünlerde çok yoğun çalıştığından bahsediyorsun, sen konuşurken ellerin bir yandan ortalığı düzeltmeye çalışıyor alelacele...Bırak kalsın diyorum sana, içimden aslında evinin bu dağınık halini sevdiğimi geçiriyorum, kitaplığından taşıp duvar diplerinde kendine yer bulmuş olan kim bilir senin tarafından kaç kez okunmuş, satırları çizilmiş, belleğinde ya hepsi ya da sadece tek bir kelimesi yer etmiş kitaplarına, sağa sola bıraktığın üzerine belli belirsiz kokunun sindiği kıyafetlerine, dinlerken sadece kendinin duyabileceği bir sesle eşlik ettiğin cd’lerine, benim gözümün görebildiği, senin ellerinin değdiği her yere bakarken...Senin bu dağınıklığını seviyorum ben aslında diye düşünüyorum. Senden bir parça, sana dair her parça sağa sola, her yere dağılmışken, her yerde gözlerimin sana çarpmasını, seni bulmasını seviyorum.
Aklının dağınıklığını seviyorum mesela. O tatlı unutkanlıklarını, yanlış zamanlamalarını, kimi zaman bana kimi zaman kendine geç kalmalarını. Ellerinin dağınıklığını seviyorum; nereye koyacağını bilemediğin ellerinin, o çocuk telaşında sağa sola değip, her dokunduğu yerde senden bir iz bırakmasını. Gözlerinin dağınıklığı seviyorum sonra. Geçmişten bir parça hüzün, şimdiden belirsizlik ve geleceğe dair umut taşıyan gözlerinin bazen bana yakın, bazen çok uzaklarda olmasını. Yüreğinin dağınıklığını seviyorum, yaşadığın o umarsızlığı, o kırılganlığını, sonra tek bir sözle, tek bir sözde yeniden başlamalarını. Saçlarının dağınıklığını seviyorum, o küçücük yüzünün her yanına bulaşmış ışık parçaları gibi gözlerimi kamaştırmasını ve parmaklarımın arasında kaybolmalarını...
Senin bu dağınık hallerini seviyorum ben aslında biliyor musun...Evinin dağınıklığını, aklının dağınıklığını, saçlarının dağınıklığını, ellerinin, gözlerinin, yüreğinin sonra...senin bu dağınıklığını seviyorum en çok. Sonra o en masum, en utangaç hallerinle bana, sadece bana olan toplanmalarını...
Görsel: Deviantart
Aklının dağınıklığını seviyorum mesela. O tatlı unutkanlıklarını, yanlış zamanlamalarını, kimi zaman bana kimi zaman kendine geç kalmalarını. Ellerinin dağınıklığını seviyorum; nereye koyacağını bilemediğin ellerinin, o çocuk telaşında sağa sola değip, her dokunduğu yerde senden bir iz bırakmasını. Gözlerinin dağınıklığı seviyorum sonra. Geçmişten bir parça hüzün, şimdiden belirsizlik ve geleceğe dair umut taşıyan gözlerinin bazen bana yakın, bazen çok uzaklarda olmasını. Yüreğinin dağınıklığını seviyorum, yaşadığın o umarsızlığı, o kırılganlığını, sonra tek bir sözle, tek bir sözde yeniden başlamalarını. Saçlarının dağınıklığını seviyorum, o küçücük yüzünün her yanına bulaşmış ışık parçaları gibi gözlerimi kamaştırmasını ve parmaklarımın arasında kaybolmalarını...
Senin bu dağınık hallerini seviyorum ben aslında biliyor musun...Evinin dağınıklığını, aklının dağınıklığını, saçlarının dağınıklığını, ellerinin, gözlerinin, yüreğinin sonra...senin bu dağınıklığını seviyorum en çok. Sonra o en masum, en utangaç hallerinle bana, sadece bana olan toplanmalarını...
Görsel: Deviantart
14 Yorumlar
Güzel ifadelerdi.. :) Kaleminize, yüreğinize sağlık..
YanıtlaSilSeviyorum, sadece seviyorum işte..
"Senin bu dağınıklığını seviyorum ben aslında diye düşünüyorum. Senden bir parça, sana dair her parça sağa sola, her yere dağılmışken, her yerde gözlerimin sana çarpmasını, seni bulmasını seviyorum."
YanıtlaSilHer cümlesi harika da özellikle yukardakine bayıldım.
bu kadar güzel başka nasıl anlatılabilir ki.... yaaa yazınızı alsam eşime göndersem olur muuuu ::)))
YanıtlaSilben de senin bu cümleleri hiç dağıtmadan yerli yerinde kullanmalarını, tek bir atışla birden çok yere vurgu yapmanı, herkesin anlayacağı, kendinden bir parça bulacağı kelimeleri gönlünce paylaşmanı seviyorum... Yazılarını seviyorum, bir de seni... :)
YanıtlaSil@đerkenαя: teşekkür ederim güzel sözleriniz için. ve dediğiniz gibi seviyorum var mı ötesi yok işte :))
YanıtlaSil@Nesrin: dağınıklığın sevgili gözünde, aşk gözündeki hali bu olsa gerek öyle değil mi :))
YanıtlaSilteşekkürler güzel sözleriniz için. sevgiler :))
@gullesu: elbette ki :)) var olan bir aşkın sunumuna, pekişip de çoğalmasına vesile olacaksa benim birkaç cümlem ne mutlu bana :))
YanıtlaSilaşkınızın, sevginizin kelimelerce çoğalması dileğiyle sevgiler hem size hem eşinize :))
Çok ama çok güzeldi..
YanıtlaSil@bed@rdem: ben de izninle şımarıyorum o halde bir parçacık çok değil ama sadece bir parça :)))
YanıtlaSil@Çocuk: çok teşekkür ederim sevgiler :))
YanıtlaSiltek kelimeyle harikaydı,
YanıtlaSilya da muhteşem,
ya da ......
niye tek kelimeyle olsun ki,okurken o odadaydım sanki,toparlanan kişiyi gördüm ve her cümlenizle onu sevdim ben de en çok da bu cümlede takılı kaldım...
"Senin bu dağınıklığını seviyorum ben aslında diye düşünüyorum. Senden bir parça, sana dair her parça sağa sola, her yere dağılmışken, her yerde gözlerimin sana çarpmasını, seni bulmasını seviyorum."
@ebruli günce: bir filmde kadın saçlarını toplarken adam buna izin vermeyip bırak dağınık kalsın, saçlarının dağınık halini seviyorum ben demişti. ve bu cümle yer etmişti içimde; birinin her haliyle dağınıklığını sevebilmek gerçek sevgi bu demek değil midir diye...
YanıtlaSilişte bu yazı vakti zamanında bir filmden duyduğum bu cümle üzerine yazıldı biliyor musunuz :))
çok teşekkürler güzel sözleriniz için...
son cümle herşeyi çok güzel özetliyor. kaleminize sağlık:)
YanıtlaSil@Erkan BAL: çok teşekkür ederim :))
YanıtlaSilLütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.