Nostaljik hareketler : Hariçten Gazel - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

21 Mayıs 2010 Cuma

Nostaljik hareketler : Hariçten Gazel


-Sevgili okur lafını balla kesiyorum, ben seni dinledim şimdi sen de beni dinle.
-Şayet gecenin üçünde, dertlerin en gücünde uykun kaçarsa ve televizyon izlemeye niyetlenirsen, olası bir zapping anında “Şimdi sevgili kırca..” çığlıklarını duyman mümkün. Bu çığlıkları duyduğunda yapman gereken tek şey dişlerini bi’ güzel fırçalayıp uyumaktır. Demedi deme sonra, pişman olursun.
-Kapitalizmin ne kadar pis, ne kadar illet bi’ şey olduğunu Galatasaraylı futbolcuları resmederken, yeni sponsor yerine yanlışlıkla eski sponsoru çizdiğimi fark ettiğim zaman anladım ben. Sonra “Sen daha çiz” dedim kendime. “Millet milyon dolarlık sözleşmelerin altına imzasını atsın, stadyumun adını değiştirsin, ayakkabı değiştirir gibi futbolcu değiştirsin sen daha otur resim çiz.” dedim. Sonra okudum ettim, ama hala bir şey anlayamadım kapitalist ekonomiden ve sponsor muhabbetinden.Benden size tavsiye: Çiz arkadaşım, eski olsun yeni olsun, sen çiz. Biri gider biri gelir, takım için mühim olan sermayedir, sen şarkılar söyle içinden boşver.
-Evet Canan teyze, evet Nilüfer abla. Hı hı, evet. İki oturum olucak. Evet, Haziran’da sınavlar. Hı hı aynen, evet eşit ağırlıkçıyım ben. Valla onu ben de bilmiyorum Ramazan amcacığım, hıhı, evet, bu yıl giriyorum sınava evet.
-Sevgili başbakanım, üzülerek söylüyorum ama sanırım bıyığınızın arasından koskoca bir fay hattı geçiyor. İlk benden duyun istedim. Yok hayır, uzaktan bakılınca farkedilmiyor aslında, aslında ayrı bir hava katıyor size, yok yok, gayet güzel bence.
-Zannımca Kılıçdaroğlu gömleği/kravatı çıkartırsa ve Hint ulusal kıyafetlerini giyip basın açıklaması yaparsa CHP 2-0 alır bu maçı.
- Hayır yani hayatının hiçbir döneminde “bu sana “ diyen arkadaşına “yağmur var İstanbul’da” diyerek cevap vermeyen ve bunun üzerine hayvani bir biçimde kahkaha atmayan insan sizce de eksik değil midir biraz?
- Küba’nın milli bilim dalı : Castroloji.
- Orhan Pamuk’un “Cevdet Bey ve Oğulları” romanını okuyan insana saygı duyarım arkadaş. Tamı tamına 610 sayfa. 3 kuşağın hikayesini panaromik bir bakış açısıyla kaleme almış yazar. Bu arada yazarın Nobel ödülünü alması üzerine köşe yazılarına “Pamuk Prens” ve benzeri başlıkları atan köşe yazarlarını da kınıyorum buradan. Yani öyle bir başlık atılmadıysa ama yine de bir an olsun düşündüler ise bu başlığı atmayı yine kınıyorum yine kınıyorum.
- Emre Aydın dinlerken unisex bir ayakkabı giymiş gibi oluyorum. Ne sıkıyor ne de bol geliyor, sadece bağcıkların rengini beğenmiyorum ve almıyorum.
- Siz hiç “abibas” marka terlik gördünüz mü acaba? Ben gördüm. Tuvalet dolu olduğu vakit küçük tuvalete girerken giyiyorum “abibas” marka terliği. Marka aldım ki hemen yırtılmasın, zira beş yıldır giyiyorum.
- Vladimir İlyiç Lenin’e toplum olarak bir özür borçluyuz bence. “Ne Yapmalı” isimli program adını değiştirsin, bizim de Lenin okumaya yüzümüz olsun. Ayarlayın bunları..
- Şu da unutulmamalıdır, karışık tost her zaman bir muallak olarak kalacaktır. Ne karışık tostlar gördüm içinde kaşar yoktu, ne karışık tostlar gördüm kan fışkırıyordu gözlerinden. Hele hele bir sucuk uğruna ya Rab, ne güneşler batıyordu Akdeniz sahillerinde.
Sevgilerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar