Bizim zamanımızda bilgisayarlar,internetler yoktu.Tv bu kadar çok kanallı değildi,çizgi film saatini iple çekerdik,ama sokakta oynamanın,doyasıya kirlenmenin tadını çıkartırdık...
Yakan top,yedi kiremit,saklambaç,istop,güzellik mi çirkinlik mi,çizgi,beştaş oynardık, olmadı kendimiz oyunlar uydururduk.
Heryer daha güvenliydi,korkmadan evinin önünde oynaması için dışarı çıkarabiliyordu çocuklarını anneler,seslendikleri zaman sesini duyurman yeterliydi.
Zaten mahalledeki herkes çocukların sorumluluğunu paylaşırdı,birisi tehlikeli birşey yapıyorsa annesi görmeden önce,komşu teyze uyarır,kurtarırdı onu.
Şimdi bakıyorum etrafıma, bırakın başkasının çocuğunun sorumluluğunu almak,kendi çocukları yük geliyor insanlara...
Gittikçe daha da yabancılaşıyoruz özümüze,sahip olduğumuz güzel değerlerimizi yitiriyoruz, suçlu aramak boşuna,hepimiz suçluyuz...
Ama en kötüsüne de başladık...
Çocuklarımızı yok ediyoruz,çocukluklarını,masumluklarını alıyoruz ellerinden,yerine içlerine koskoca bir boşluk ve hasta bir ruh bırakıyoruz...
Son yıllarda gittikçe artan çocuğa yönelik suçlardan en acımasızı, cinsel istismara uğramaları...
Kanımın donduğu,sözümün bittiği,boğazımın tıkandığı yerdeyim...
Manşet manşet haberler hala gözlerimin önünde,çok değil daha geçen sene onyedi aylık bebeğini erkeklere sunan annenin haberini hazmedemeden,mantar gibi pörtleyen cinsel istismarlar aldı yürü heryerde,
hadi yurtlarda onları gözetecek anne ve babaları yoktu,kurtlar sofrasına düşmüşlerdi de başlarına gelmişti herşey,
peki ya anne babası olanlar,akrabaları tarafından,iğfal edilenler,katledilenler...
En acısı da, küçücük bedenleriyle, kendini kurtarmak için, başkalarına götüren kuzeninin elinden tutup giderken o minicik bebeler,geride kalan anne babalarının aldıkları sus payı para sonucu
"Bizim çocuğumuz tecavüze uğramadı,inanmıyoruz,boğuldu,öldü" diyeceğini anlayabilseydi ne hissederdi acaba?
Ya kızını yıllarca kendi zevki için kullandıktan sonra,torunu/kızına da aynı şeyi yapmaya kalkan o hasta ruhlu adam...
Ne söylesem boş...
Ne öfkemi tam olarak aktarabiliyorum, ne de üzüntümü...
Ne söylesem havada aslılı kalıyor sanki cümleler...
Söylediğim,yazdığım hiçbirşey olanları değiştirmeyecek veya olacak olanların önüne geçmeyecek biliyorum...
Korkuyorum...
Gelecekten,benim çocuklarımın da başına aynı şeyin gelebilecek olma ihtimalinden ölesiye korkuyorum...
4 Yorumlar
Bende senin kadar üzgün ve endişeliyim.
Üzgün ve endişeli olmamak mümkün değil...
Teşekkürler yorumun için...
erken mi büyütüyoruz çocukları,masumiyetlerini erken mi alıyoruz ellerinden,sanırım...
yoksa bu vahşet nasıl açıklanır bilmiyorum...