Banner

"Hayattan Bir An / Pamuk Eller Dolaplara"


"Hayattan Bir An"

"Pamuk Eller Dolaplara"

Sabahtan beri giysi dolaplarımızla uğraşıyorum. Botlarımızı ve çizmelerimizi yıkamayla başladım önce..

Havalar ısınınca işlerinin bittiğini anlamışlar gibi yanlarından geçtikçe dürtüp durmaya başlamışlardı beni. Hepsini bir güzel yıkadım önce, sonra dolaptaki bütün ayakkabı kutularını açtım ve ne bulduysam elden geçirdim.

Onbir çift eski ayakkabıyı ihtiyacı olan birine vermek üzere ayırdım. Eski dediğime bakmayın, hepsi özel günler için alınmış ve çok az kullanılmış ayakkabılar. Bugüne kadar saklanma sebepleri ise hepsinin birer anısının olması.

Büyük kızım 4 yıl önce lise balosunda bir kez giymiş ve bir daha ayağına sokmamış örneğin. Ben 8 yıl önce erkek kardeşimin düğününde bir kez giymişim belki daha sonra da bir kaç kez daha. Ama o zaman sağ olan annem aldığı için onları bana, başkasına vermeye bir türlü kıyamamışım.

Bunun gibi işte; hepsi bir sebepten dolayı giyilmeden yıllarca dolapta saklanmış ve yıllarca her mevsim değişikliğinde boşyere hamallık yapmışım hepsine. Neyse ki bu yıl artık yeter dedim ve hepsini acımadan kocaman bir poşete doldurdum. Ben ve dolap nasıl rahatladık, nasıl hafifledik anlatamam (resim anlatıyor sanırım)..

Geçtiğimiz cumartesi günü de sahilde kestane ve mısır satan bir çifte iki poşet giysi vermiştik; 'sakın atmayın, olursa yine getirin, bana olmasa bile memlekete gönderiyorum, orda yalın ayak, başı kabak gezen çok' demişti kadın, 'uzun bir süre verilecek bir şey çıkmaz ama çıkarsa getiririm yine' demiştim.

Ayakkabılardan sonra giysileri bir kez daha elden geçirince cumartesi vermeye kıyamadıklarıma da kıydım ve bir poşet daha doldu giysiyle. Dış kapının yanında; 'bizi vermekten vazgeçmeden bir an önce götürsen iyi olur' der gibi gitmek için hazır olda bekliyorlar şimdi.

Yıllardır bunu huy edindim; kendime ve kızlara yeni bir şeyler aldığımda giysilerimizden mutlaka ayırıp veririm bir ihtiyacı olana.

Kızkardeşimin bir hafta önceki nikahı dolayısıyla tepeden tırnağa giyindik hepimiz, bize bunu veren hayata şükürler olsun, hayat bize bu kadar cömert davranırken biz neden aynısını yapmayalım ki.

Hayat, bizim yüzümüzü güldürdükçe biz neden ihtiyacı olanların yüzünü güldürmeyelim ki. Hem de öyle bir gülüyor ki alan kişi, hiç bir şey söylemese bile içindeki memnuniyet gözlerinden fışkırıyor adeta.

Değer bilen bir insanın yüzünü güldürmek kadar haz veren başka bir şey yok.

Hayata ne verirsek hayat da bize onu veriyor.

Ver ki; sana da versin hayat, güldür ki; seni de güldürsün..
Sev ki; seni de sevsin hayat, yardım et ki; sana da yardım etsin..

Eee bu kadar gevezeliği boşa mı ettim sanıyorsunuz; hadi bakalım; pamuk eller dolaplara...


...

Hülya Bilge GÜLTEKİN

...

Yorum Gönder

2 Yorumlar

O kadar haklısın ki. İnsan ufakta olsa bir yardımda bulununca büyük bir raatlama oluşuyor. Sanki Günahlarından arınıyor insan.

Çok güzel bir şey yapmış. tebrik ederim. hepimize örnek bir davranıştı bravo.
ALİ EKBER ÇELİK dedi ki…
güzel düşünce
doğru davranış