Tembelliğimden vazgeçip de sokağa çıkıp birkaç saat yürürsem, kendim için çok faydalı bir iş yapmış olurum.. Yürümek bana iyi geliyor..
Dün akşam, yaklaşık oniki dakikalık bir yürüyüş yaptım.. Kapı önündeki markete gittim, kendime kremali bisküvi ve asitli olan sarı içecekten aldım.. (Reklam olmasın diye Fanta ismini yazmadım.. ) Oniki dakika sonunda eve geldiğimde, bizim ev ahalisinin, televizyon karşısına geçerek, Gönülçelen adlı bir diziye baktıklarını gördüm.. Televizyona baktığım sırada, Gönülçelen dizisinin başrol oyuncusu, adı da kendisi gibi güzel olan Tuba BÜYÜKÜSTÜN, şık bir gecelikle yatakta idi.. Yüzü o kadar güzeldi ve açık olan sırtının öyle bir albenisi vardı ki; içimden, "Böyle bir kadınla sabahları beraber uyanmak vardı anasını satayım.." deyiverdim..
İç geçirdikten hemen sonra aklıma şimdi anlatacağım bir olay geldi ve gülümsemeye başladım.. Kendi kendime, ayakta, elimde poşet olduğu halde güldüğümü gören babam, "Bizimkinin zaten aklı yarımdı, hepten gitti.. Alışık değil yürümeğe, şok geçiriyor herhalde.. Kendi kendine ne gülüyorsun it oğlu it, git Fanta dök de hepimize getir, bir işe yara. Kırık yılın başında üç kuruş harcamışsın, tadına varalım." mealinde, beni sevdiğini belli eden cümleler kurdu.. Canım benim, beni ne zaman seveceği tutsa, küfreder zaten.. Hatta içi o kadar sevgi doludur ki, televizyonda çıkan insanlardan tutun da tanıdığı kim varsa, onlardan bahsederken araya küfür kelimeleri sokuşturur.. Zaten canım babacığım, kurduğun her on cümlenin sekizinde para, geri kalan ikisinde de küfür kelimelerini kullanmıyorsa, o gün babamın rahatsız olduğunu anlarız..
Uzun ömürlü olasıca babam, yaklaşık onbeş sene evvel kalp krizi geçirip de üç gün yoğun bakımda kalmıştı.. Hepimiz ölü gibiydik.. Varlığı bizim için o kadar büyük bir nimet ki, yokluğunu düşünmek bile bizi her saniye öldürüyordu.. Üç gün ecel terleri döktükten sonra, babam kendine geldi.. Hastahanede kaldığı beşinci gün yani iyiden iyiye toparlandığı gün, ablama, "Biraz para bırakın, hastahanede lazım olur" diye bir cümle kurunca, babamın iyileştiğini, bu sıkıntılı günlerin bizim için bittiğini anlamıştık.. Allah bir daha hem bize hem de başkalarını öyle berbat günler yaşatmasın..
Her neyse konuyu saptırmayayım..
Canım aileme, asitli sarı içeçek ve kremalı bisküvi servisi yaptıktan sonra odama çekildim, birkaç sayfa kitap okudum, sonra bilgisayara baktım, sonra o oldu, sonra bu.. Sıradan bir tatil günüydü işte..
Tuba BÜYÜKÜSTÜN denilen, güzelliği ile göz kamaştırıcı olan kadının, benim yatağımda uyanması isteği konusunda ne anlatmak istediğime gelince..
Beni bilen bilir, sürekli terleyen biriyimdir.. Bana ait olan üç şey, vücudumun en iyi çalışan şeyleridir.. Bunlardan birincisi erkeklik hormonlarımdır.. Öyle büyük bir sapığımdır ki, hemen her olayda tahrik olabilecek kapasitedeyimdir.. İkincisi midemin iyi çalışmasıdır.. Günün her saatinde yemek yiyebilme özelliğim vardır.. Tam anlamıyla oburumdur.. Üçüncüsü ise ter bezlerim çok iyi çalıştığıdır.. Gece gündüz demeden terleyebiliyorum.. Sağolsun hatun cinsi, saydığım bu üç özelliğim sebebiyle benden tiksiniyorlar.. Ne yalan söyleyeyim; şimdi yazdıklarıma göz gezdirince, ben bile tiksindim kendimden..
Geçen gün, yatağa girerken, büyük bir ter kokusunun varlığını keşfettim.. Yatağım leş gibi ter kokuyordu.. Sabah işe giderken, anneme, yatağımın çarşafını, yastığını, yorganını değiştirmesini, ter koktuğunu dile getirdim.. Annem de her hafta değiştirmekten bıktığını, bana çarşaf-yastık dayanmadığını, artık kendisinin bu işleri yapamadığını, evlenip eşime yaptırmam gerektiğini anlatır klasik cümlelerini sıraladı durdu.. Başımdan eksik olmayasıca canım annem, bu klasik cümlelerini her gün mutlaka dile getirir.. Yaşadığımız tüm olayların ve kurduğu her cümlenin sonunu mutlaka benim evlenmem gerektiği konusuna getirir.. Zaten ben bir cümle kurarken, annemin vereceği karşılığı çok iyi bildiğimden, bazen annemin söyleyeceklerinin sonunu beklemeden odadan çıkarım.. Sağolsun anneciğim, benim gibi inatçı olduğundan, beni takip ederek, cümlenin sonunu mutlaka getirir..
Anneme, yatağımı değiştirmesini söylediğim günün akşamı eve geldiğimde, yatağımın değişmiş olduğunu gördüm.. Değişen yatağım sebebiyle odamın görüntüsü ve kokusu değişmişti.. Odam öyle güzel kokuyordu ki, bu kadar güzel kokuya alışık olmayan bünyem bile kendini yabancı bir odada hissetti..
İşin garip ve vahim tarafı, o gece uyuyamamış olmamdır.. Yatağım o kadar güzel kokuyordu ki, ben o gece saatlerce uyuyamadım.. Zannedersem bünyem ter kokusuna alışık olduğundan, güzel kokuyu kaldıramıyordu.. Mikrobun önde gideni olduğum, o gece uyuyamamamdan bir kez daha kanıtlanmış oluyordu.. Hangi mikrop, hijyenik bir ortamda kalabilirdi ki..? Ben de temiz bir yerde duramıyordum ve haliyle mikroplaşmış bir insan evladı olduğum kanıtlanmış oluyordu..
Tuba BÜYÜKÜSTÜN'ün yatak sahnesini görüp, "Şöyle bir kadınla uyanmak vardı.. " mealindeki iç geçirmemin ardından, kendi kendime sırıtmamın sebebi de budur zaten..
Öyle harika bir kadınla, ter kokan bir yatakta... İğğ..
- Genel
- Edebiyat
- __Şiirler
- __Öykü
- __Kitap
- __Mizah
- __Bilim Kurgu
- Makaleler
- __Günlük
- __Denemeler
- __Gazete
- __Köşe Yazıları
- Kültür Sanat
- __Sinema
- __Tiyatro
- Özel Günler
- __23 Nisan
- __Kadınlar günü
- __Anneler günü
- __Babalar günü
- __Sevgililer günü
- __Öğretmenler günü
- Kampanya vs.
- __Anket
- _Röportaj
- _Günün konusu
- _Günün sorusu
- Seyahat
- _Gezi
- _Tatil
- _Fotoğraf
- Spor
- _Yarışma
- Sağlık
- _Yemek
2 Yorumlar
Benim babamda çocukken anlam veremediğim ama yer yer hayatın içinde belli bir yaşa geldiğimde kullandığım cümleler kullanır ve şimdi aslında babamın ne kadar gizli bir hayranıymışım diye düşünürüm.Bence hayat bu cümleleri hayatımızın tam ortasına sokan patikaları birden geçiriyor yaşamımızın içinden ve giderek onlara benzememizi sağlıyor :)
Ter kokusu konusunda atladığınız bir nokta var ki hatırlatmak istedim..Huzur, bazı siyasi partilerin sloganlarında değil gerçek huzur sevdiğinin ter kokusundadır diye düşünüyorum.
Bu arada Tuba Büyüküstün hoş bir kadın gerçekten :)
Öncelikle rumuzunun çok hoş olduğunu belirtmeliyim.. Nereden aklına geldi de bu ismi aldın bilmiyorum ama güzel bir şey yapmışsın..
Hani meşhur söz vardır ya; anne-babamıza muhtaç doğarız, ergenlikle onlara asi olur, her yaptıklarının yanlış olduğunu düşünürüz.. Olgunlaştıkça onları anlamaya başlarız.. Yaşlanınca anne-babamız gibi oluruz.. Sanırım bu durum herkes gibi geçerli bir durum..
Huzuru sevdiğinin ter kokusunda bulabilen biri isen eğer gerçekten yazdığın gibi ayağa kalkar, seni saatlerce alkışlar dururum..
Tuba BÜYÜKÜSTÜN sahiden hoş bir kadın ama ondan daha güzeli var : Arzum ONAN..