Banner

Duygusuz hayata merhaba !

Merhabalar Bir Milyon Kalem ailesi.
Bu blogdaki ilk yazımın kendi blogumda yayınladığım ilk yazı olmasını istedim.
Sevgilerle

Duyarsızlaşıyoruz. Duygusuzlaşıyoruz. Şimdi bu da ne yine birisi nutuk atacak diyeceksiniz belki ama birileri nutuk atmadan kılımızı kıpırdatmıyoruz. İnsan ırkı olarak duygulardan önce saflığı yitirdiğimizi sanıyordum, ve yitirdiklerimizin sadece bununla sınırla kalması için dua ediyordum. Ta ki, yitirilmedik hiçbir şeyimiz kalmadığını fark edene kadar. Saflığın yitirilmesiyle başaçıkılabilirdi belki. Nasıl olsa hepimiz yitirmiştik o duyguyu ve karşımızdaki kapalı kutuları çok rahat açabilirdik, hepimiz tilki olup çıkmıştık, ama yine de utanma duygusu vardı kalbimizin bir yerlerinde. Yalan söylemeye, başkasının arkasından iş çevirmeye alışana kadar yüzümüz kızarır,boğazımız düğümlenir, elimiz ayağımız birbirine dolaşırdı. Şimdiyse gözümüz kapalı, dakikada kaç tane palavra uydurabilirim diye övünüyoruz. Önce saflık, şimdi de utanç. Eyvallah, kalan sağlar bizimdir! Bu duyguları da yolcu ettikten sonra, bir müddet rahatız, sonra yine bir şeyler ağır gelmeye, kalp çarpıntıları yapmaya başladı. Hem de öyle bir ağırlık ki, bütün kimyamızı değiştiriverdi. Geceleri uyuyamıyoruz, yerli yersiz gülüp, sebepsizce ağlıyoruz. Olmaz, bu ağır yükle daha fazla başa çıkamayız. En iyisi bu ağır duygumuzu da kalp limanımızdan yolcu edelim, hem arkasından beyaz beyaz mendiller de sallarız, o kadar zor olmaz ayrılmak! Hem tek tip bir insan olmak daha güzel değil mi? Ne öyle ağaçlar çiçek açmış diye gülümse, sokakta üşüyen kedi görünce ağla! En güzeli herkes gibi sinirli olmak. Nasılsa biz saf, toz pembe dünyalarda büyümeye çalışırken dünya asık suratlı insanlar köyü olmuş, mutlu birilerine görmeye tahammül edemeyenlerle dolmuş, gülümsemeye ne gerek var. Neşeye, sevince de elveda! Biraz daha hafifledik, ama hala yorucu bir ağırlık var, hani böyle kalp taraflarında. Yorgunluk vermesinin yanında arada bir sızlıyor da! Evet, evet sesinizi duyurorum. At, at! Tam da böyle yapıyorum, VİCDANı da attım! İlk başta biraz diş biledi, gidemem, ben kalbin attığı sürece orda olmak zorundayım dedi ama bana söker mi! İşte şimdi tüm duygularımdan arınmış, tertemiz(!), masum bir siluet olarak yaşam denen renk öbeğinde asık suratın hakim olduğu tek renklilikle yürüyorum...

Yorum Gönder

7 Yorumlar

Oğuz Marangoz dedi ki…
Hoş geldiniz Nesrin hanım Birmilyonkalem ailesine =))
Nesrin dedi ki…
Hoşbulduk :)
leithygurumi dedi ki…
hoşgeldiniz aramıza. daha çok yazınızla görmek isteriz sizi aramızda =) kocaman bir merhaba =)
Nesrin dedi ki…
Hoşbulduk Cat.
İnşallah sık sık yazacağım.
Sevgilerle
Elif Kararlı dedi ki…
Hoşgelmişsiniz...
Nesrin dedi ki…
Merhabalar pabuç