Banner

Bir arpa boyu yapmamışız 2...


Bugün, (yazı dizimin ikinci kısmı) sizlerle bir savunmayı paylaşacağım. Bu savunma "Deniz gezmiş"in savunması. Bu savunmayı okuyanlar, bana kalırsa tekrar okusunlar. Çünkü, unutulmaması gereken; bu yüzdende hafıza tazelemesinin iyi olacağını düşündüğüm bir savunma.

Sıradan bir savunma değil bu savunma. "Tarihin tekerrür ettiğinin" milyonlarca örneğinden bir tanesi...

Sadece bu da değil... Aynı zamanda "Deniz Gezmiş'in" bu ülke hakkındane düşündüğünü, ülkenin kötü gidiş hattını engellemek için ne yapılması gerektiğini de anlayacaksınız. Uzun bir savunma bu yüzden hepsini yayınlamayacağım. İsteyenler internetten bulabilirler.

Ben bu savunmayı özet halinde parçalara bölerek sizlere sunacağım. Sizden ricam okuduğunuz savunmayla ülkemizin şu anki durumun karşılaştırmanız. Eminim ki çok şaşıracaksınız bu benzerliğe...


İşçi Hareketleri

Bu arada Çorum ve Manisa temizlik işçileri demokratik talepleri için Ankara'ya kadar yürüdüler. Sarı sendikacılar, işçileri Türk-İş Konfederasyonu adı altında örgütledi. Amerika, işçi sınıfını elde tutmak ve sömürüsüne devam etmek için AID (Amerikan Yardım Teşkilatı) gibi yardım kuruluşları yolu ile sarı sendikacılığa yardım ediyordu. 1965 yılından sonra bilinçli işçiler sarı sendikacılığa karşı yeni örgütlenmeğe gittiler. Esas işçi mücadelesi bundan sonra başlar. Bir taraftan patronlara karşı haklarını koruyor, bir taraftan da sarı sendikacılık tarafından yıkılmamak için mücadele ediyorlardı. Yoğun bir çaba sonunda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kuruldu. Grev ve Lokavt Kanunu kabul edildiğinden bu yana beş yüzden fazla grev olmuştur. Bunlardan başarılı olanlar, DİSK'e bağlı olan sendikaların grevleridir. Sarı sendikalar ise hemen hemen her zaman işverenle anlaşıyor ve işçi haklarını koruma yerine, işveren haklarını koruyorlardı. Birçok sarı sendika işçilerin haberi olmadan işveren tarafından kuruluyordu. İşçiler buna karşı koydukları zaman da, işten atılıyor, eylemleri polis ve jandarma zoruyla bastırılıyordu

Köylü Hareketleri

Toprak reformunun yapılmaması, ağa ve tefecilerin köylüleri kıskaç altına alması ve sömürülerini devam ettirmelerine karşı, köylüler direnişe geçmişlerdir. Yüzlerce miting, yürüyüş ve işgaller olmuştur.
Karadeniz bölgesinde çay üreticileri, tefecilere ve hükümet politikasına karşı çıkmışlar ve emeklerinin karşılığını almak için Rize Çay Fabrikasını işgal etmişlerdir. Gene Karadeniz Bölgesinde; Ordu'da fındık üreticileri, tefeci ve ihracatçılık yapan, fındık krallarının sömürüsünü protesto için, fındık fabrikalarını işgal ettiler ve bir köylü şehit oldu.

Ezilen halkımızın sömürüye ve onun dayanağı Amerika'ya karşı yürüttüğü demokratik mücadelelerden; öğretmen teşekkülleri, memur sendikaları, harp gazileri, teknik elemanlar, yargıçlar, öğretim üyeleri, astsubay eşleri ve yetimlerle dulların direnişlerini ve bunun gibi birçoklarını saymak mümkündür. Bu direniş ve protestoların hemen hemen hepsi, AP iktidarının çıkartmak istediği anti-demokratik kanunlara karşı olmuştur. Hayat pahalılığı ve zamların ayyuka çıktığı yurdumuzda sadece küçük bir grubu memnun etmek için çıkarılan Personel Kanunu geniş memur kesimini kapsamına almadığı için demokratik direnişler başlamıştır

Toprak Reformu

İnönü hükümetinin Tarım Bakanı Cavit Oral yeni bir tasarı hazırlamıştır. 1945'teki Toprak Reformu'nun yapılmasını engelleyenlerden ve kendisi Adana'nın büyük toprak sahibi ailelerinden olan Cavit Oral bu işin kurnazlıklarını çok iyi biliyordu. Hazırladığı tasarı, görünüşte arazi limitini 20.000 dönümden 5.000 dönüme indiriyordu. Fakat kamulaştırmada esas "Çiftçi Ailesi" değil, "kişi" oluyordu. Bunu duyan örgütlenmiş ağalar arazilerinin mülkiyetini yakın akrabaları arasında paylaştırmış, böylece kişilerin elinde 5.000 dönümden az arazi kalmıştır. Bu tasarı da geciktirici bazı hükümler konularak uygulanmamıştır. Aslında uygulansa idi dağıtılacak arazi yine bulunamayacaktı. Bundan sonra iki yıl Toprak Reformu'ndan bahsedilmemiştir.
1965 yılında, Bağımsızlar-CHP Koalisyonu döneminde, Tarım Bakanı Turhan Şahin yeni bir tasarı hazırlamıştır. Bu tasarı Toprak Reformu'nun 25 yılda yapılmasını öngören, ılımlı bir öneri idi. İnönü, tasarının çabuk kanunlaşmasını temin için ortak bir komisyon kurularak incelenmesini istemiştir. Fakat karma komisyon, teklifi, büyük toprak ağalarının temsilcisi 30 CHP'li milletvekilinin oylamaya katılmamasıyla reddetmiş ve bu tasarı da rafa kaldırılmıştır.

AP iktidarı döneminde ise Toprak Reformu için hiçbir çaba pekiştirilmemiştir. Tam tersine ağaların çıkarları pekiştirilmiştir. Cumhurbaşkanının vetosuna rağmen, toprak ağalarının işgal ettikleri devlet arazisine, daha kolay sahip çıkma olanağını sağlayan Tapulama Kanunu Mecliste kabul edilmiştir.

Toprak Reformu çabaları, toprak ağalarını birleşmeye ve örgütlenmeye zorlamıştır. 1965 yılında tasarı ortaya çıkınca, Ege toprak ağalarının örgütü olan Çiftçiler Birliği şöyle diyordu:

"Tasarı kanunlaşırsa üretim düşer, açlık olur. Çıkacak arazi ihtilaflarını önlemeye devletin zabıta gücü yetmez."

Söke'de 23 bin dönüm arazi sahibi olan Fahri Tanman'ın başkanlığındaki Türkiye Çiftçi Teşekkülleri Federasyonu, toprak reformunu komünistlik olarak ilan etmiştir. Federasyon Hür insanlar uyanınız adlı broşürde şöyle demektedir:

"Hepinize birden yani Moskova'ya uşak olmayan her şerefli insana kızıl ihtilâl geliyor! Canınızı, ailenizi, namınızı, namusunuzu katliamdan korumak için çaba göstermek zorundasınız. Türkiye, tarihin en kritik devresini yaşıyor. Komünizmin şerrinden kurtulmak için formül tektir. Ona kendi usulleriyle, yani kuvvetle saldırmak, suratına tükürmek, yumruğunu tepesinden eksiltmemek ve onu böylece namuslu insanlardan ayırmak, kızıl ve lekeli suretiyle yalnız ve ortada bırakmaktır."

Fahri Tanman ayrıca, takma adla bazı bildirileri de orduya dağıtmıştır. Bu bildiriler zamanın Milli Savunma Bakanlığı'nca açıklanmıştır. Ve bildiride görüldüğü gibi toprak ağaları gerekirse, Anayasanın öngördüğü toprak reformunu önlemek için savaşacaklarını söylemekten çekinmemektedirler.

Bugün, Erim iktidarı döneminde Toprak Reformu gene günümüzün konusudur. Başta AP olmak üzere, Güven Partisi, Demokratik Parti gibi bünyesinde toprak ağalarını bulunduran partiler karşıdırlar. Buna karşı Toprak Reformu'nun yapılmasını isteyenler CHP'nin bir kısmıyla, iktidardaki bakanların bazılarıdır.

1950 yılından bu yana, Amerika toprak ağalarıyla çok sıkı ittifak halindedir. Fakat 1961 yılından beri sanayi kesimindeki gelişim, Amerikan ortağı patronların artması ve güçlenmeleri, toprak ağalarının önemlerini kaybetmelerine sebep olmuştur. Türkiye bir ekonomik krizin içindedir. Mevcut iktidarın yaşama olanağı zayıftır. Bu durumda, Amerika toprak ağalarıyla ittifaktan vazgeçerse, ki mümkündür, o zaman ekonomi geçici bir süre de olsa kısmen düzelecek ve Toprak Reformu yapılarak geniş köylü kesimi uzun yıllar kandırılabilecektir. Ayrıca Toprak Reformu yapılacağı için, kapitalist gelişme hızlanacak ve toprak ağaları ittifakı yerine Amerika-patronlar ittifakı daha da güçlenecektir. Şimdiden kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Şu kadarını söyleyelim, Toprak Reformu sorunu Amerika'nın tutumuna göre bir iktidar değişikliğine sebep olabilir.

Yarın: Mücadelemizin Yolu, Nedir "ulus" ve "ulusun karakterleri"?,Türkiye'de bugün iki cephe vardır...

VOLKAN KAHYALAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar