Kanada, 2009 yapımı
Troçki: Yönetmen
Jacob Tierney, oyuncular
Jay Baruchel, Genevieve Bujold, Anne-Marie Cadieux... 17 küsur yaşındaki Leon, açlık grevine ara verip
küçük bir yükselti üzerinde sendikal haklar üzerine konuşurken, önde kızkardeşinin ponponkız arkadaşları bir gösteri yapar, destekçisi üç işçiden biri açlığını,
gelen polislere oğlunu teslim eden babası ise öfkesini yenemez. Leon evi terkeder, hukuksal destek almak üzere eski bir komünisti ikna etmeye çalışır; ısrarlı takiplerinden birinde, evi önünde pusuya yattığı avukatın konuştuğu,
kendisinden 10 yaş büyük genç güzel kadının ilk eşi olacağından emindir, bir açıklama yapar: Kendisi Leon Troçki'nin reenkarnasyonudur, görünüşe göre yaşamı, onun yaşamına uygun biçimde ilerlemektedir. Babasının özel okul parasını kesmesi üzerine devlet okuluna giden Leon,
öğrenciler için varolan eğitim sisteminde disiplin iddiasıyla sesleri bastırılmış öğrenciler için, lisede
"bizim bir sesimiz olmalı!" sloganıyla ortaya çıkar. "Abla"nın, ateşli savunucularından olduğu reenkarnasyon konulu çok eğlenceli film, festivalin
Antidepresan bölümünden...
İngiltere, 2009 yapımı
Kısırdöngü: Yönetmen
Armando Ianucci, oyuncular
Peter Capaldi, Tom Hollander, Gina McKee...
Antidepresan bölümünden bir de politik komedi; İngiliz bürokrasisi ile Amerikalılar arasında, bir raporun iyice kayganlaştırdığı zeminde, bakan, bakan yardımcıları, lobiciler, asistanlar ve bir generalin aralarında bulunduğu kalabalığın, ortalık,
bir kaç istifa ile yeniden karışmak üzere durulana dek, küfür kıyamet yaşadıkları... Sivri dilli, zarif görünümlü bürokratların, yüzlerinde hafif tebessümlerle, birbirlerinin kemiklerini nasıl kırıp
ne yapacaklarını
küfür sosuna bulayarak ince ince anlattıkları lâf sokmalar, atışmalar, entrikalar salon dolusu kahkahalara neden olur.
Fransa-İtalya-Romanya-Belçika, 2009 yapımı
Paris'te Son Konser: Yönetmen
Radu Mihaileanu, oyuncular
Alexei Guskov, Melanie Laurent, Dimitri Nazarov... Vizyona gireceği altındaki laser altyazıdan belli Festivalin açılış filmi, Bolşoy'un Brejnev döneminde halk düşmanı ilân edilen dâhi eski şefi ve orkestra arkadaşlarının 30 yıl sonra, Fransa'dan gelen bir daveti çalıp yeniden bir araya gelerek Paris'e yaptıkları konser yolculuğunu anlatır. Gözyaşlarıyla izlediği muhteşem Çaykovski yorumuyla daha da güzel film hakkında,
mutlaka izlenmeli! önerisi dışında, fazlaca bir açıklama yapmak istemeyen "abla" kendisine çok anlamlı gelen, maestronun
"Dünya bir orkestradır, her birimiz ayrı enstrümanlarla geliriz, bize düşen, uyumlu sesi yakalayabilmemizdir" sözlerini yazısı dibine koymadan edemez.
0 Yorumlar