Banner

yazıyorum da noluyo-50

*50 sıra numaralı yazımdan herkese merhaba.

*şu ana kadar bir allahın kulu da ” sana da merhaba” demedi.

*türkçe dersinden quiz olması. hafif bir çelişki kokusu sezdim.

*ya leydi gaga’ya bir ara erkek diyorlardı. o erkekse kadir inanır ne yav ??

*şu hayatta bütün enerjimi alıp götüren hadise;
bembeyaz karın üzerinde dumanı tüten balgam !

*eve ayakkabıyla girme kültürünün doğuşu:
ayakları kokanlar ve çorabı delik olanlar odası (akçdoo)’nın olağan genel toplantısında biri çıkar ve der ki:”ya böyile olmayacak, ayakkabıyla dalak biz eve”.

*şu hayatta en çok ”ve” kelimesine acırım. bir kısaltmada falan baş harfini kimse s.klemiyor affedersiniz. bakın acıdığım halde, sistem böyle diye ben de s.klemedim az önce. (bknz;yukarıya)

resimdeki ünlü

resimdeki ünlü

*iki duygu bir arada;
pazardan ucuza alınan adidas aşofmanın verdiği mutluluk, ama eve gelince aslında adidas değil de, aşofmanda aolidas yazdığını farketmenin verdiği hüzün.

*her seferinde arayıp bir şeyler kakalamaya çalışan telefon aramalarında, kısa kesip ‘ilgilenmiyorum’ diyeceğim diye. off. cümleye öyle bir başladım ki, sonunu getiremedim. baştan alıyorum. hani telefonla arayıp bir şey tanıtıp, satmaya falan çalışanlar var ya. onlara her seferinde hayır diyecem umuduyla telefonu açıyorum ama her seferinde sonuna kadar kapatamıyorum telefonu diyecektim. aslında çok da entırasan bir şey değilmiş. hatta sissokko sınıfına bile girer. boşu boşuna yazdım. öyle girince güzel bir şey çıkar sanmıştım. neyse bunu okumamış sayın.

*zihnimin en berrak zamanından ”hakan eratik” isminin zihnime kazınması ne kötü bir durum yahu. sabah kalkmışım beyin en verimli haliylen(%30′a denk geliyor ben de en verimli hal) çalışsın,durakta gördüğüm tuba büyüküstüne bakarken, allta yazan hakan eratik ismi, gel yapış benim hafızaya. o günkü bütün hafıza kotamı doldurdu bu isim. bari bulmaca çözümünün yoğun olduğu yerlerde takılam da, ”resmimdeki ünlü” de bu ünlü çıkarsa cevap veririm hemen. havam olur en azından.

*kalgon. sen neden yeni reklam çekiyorsun ki ? her reklamın bir öncekinin aynısı.

*sonradan bulunca sevinirim diyerekten, pantolonumun cebinde bilerek para unutmuştum. sonra buldum evet, ama nedense sevinç yerine kendime bir öfke vardı. unuta unuta 5 yeni kuruş unutmuşum yav. yeni kuruşun kalktığına mı yanam, yoksa yeni kuruşun önündeki 5 rakamına mı ? bilemedim.

*kendimi çok sosyal biriymişim gibi lanse etmek için biletiksin i-meyil bültenlerine abone oldum. ama şu ana kadar gelen tüm meyillere seç, seçilenleri sil eylemini uyguladım.

*o değil de bir ajanslan falan anlaşacağım. yazdıklarıma yorum falan yapsınlar bolcana. belkim o zaman birilerinin tikkatini çekerim. amatör amatör nereye kadar yahu. bir pornografik sitede, amatör kategorisinde kendimlen karşılaşacağım diye çok korkuyorum vallağ.

*hep karda eldiveni olmadan kar topu oynayan çocuktan korkmuşumdur. bu yaşımda da öyle biri görsem yolumu değiştirim. şimdi kar topu neyim atar, cevap da veremem. tırsıyorum hem de çok.

*nice 50. yazının sonunda görüşmek dileği ilen. bu hafta da di end.

2010 | aysberg.org

Yorum Gönder

4 Yorumlar

éLLa Çiça dedi ki…
sana da merhaba sevgi kelebei :D
éLLa Çiça dedi ki…
sana da merhaba sevgi kelebei :D
aysberg dedi ki…
aa biri bana merhaba dedi ! :D
Nesrin dedi ki…
merhabalar :)
Eğlenceli bir yazı olmuş.
Ben de çoğu zaman bu hisse kapılıyorum.
Yazıyorum da kim okuyor sanki diyorum.
Ancak şunu fark ettim ki, yazdıkça daha sistematik oluyorum ve mesela gezi yazısı yazarken hiç düşünmediğim detaylar geliyor aklıma.
"Kaybetmemek için kaydet" diye bir söz var.

Bu söz bile tek başına yazmamın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuyor mu?
Sevgilerle
Yazmaya devam ;)