...Anadolu'da halk kültürü birikimleri çok fazla olan insanlar vardır. Bunlar, çevresinde yaşanan olayları iyi gözlerler. Hafızaları gelişmiş bir bilgisayar kadar güçlüdür. Bilgi biriktirmede üstlerine yoktur. Geçmiş yaşanmışlıkları , tarihçilere taş çıkartacak biçimde, biriktirip anlatmalarıyla ünlüdürler.
...Bunlardan biri de, Babaannem di. Hayatımda önemli yeri vardır. İrticalen (doğaçlama) söylediği yüzlerce beyitlik ağıtlar, dün gibi kulaklarımdadır. Geçmişte yaşanmış tarihi olayları, bir kitaptan okur gibi anlatırdı. Kurduğu cümleler incelendiğinde, binlerce yıllık kültürümüzün ögelerini, içinde bulurdunuz.
...Okuma yazması yoktu. Ama, konuşmaya başladığında, kitap yazmış çok kişinin , O'nun yanında dilleri tutulurdu. Bir konuyu anlatmaya başladığı zaman, mutlaka içinde bir kaç örneklem ve "teselleme" dediği , çarpıcı, küçük hikayecikler olurdu.
...Karacaoğlan'ın, Dadaloğlu'nun ve diğer ozanlardan, yüzlerce , binlerce beyit destan, şiir, mani ,bilir; bunları yeri geldikçe, olaylar gerektirdikçe, "laf,sırasını buldu"kça, söylerdi.
...Kolay kolay konuşmaz, boş konuşmaları sevmez, konuşunca da, olayı yorumlarken kurduğu cümleler, deyim yerindeyse , cuk otururdu.
...Bazan, öyle cümleler kurardı ki, ağzım açık dinlerdim kendisini. Bu kadar ince ayrıntıları nasıl hatırlıyor, şu anda konuştuğumuz konuya nasıl bağlantı kuruyor diye şaşardım. Biz okuyup gördüklerimizi, yazıya geçiriyoruz. Bunları, bir süre sonra yeniden okuduğumuz halde, hatırlamakta güçlük çekiyoruz. O, nasıl oluyordu da, bu kadar fazla sayıda ki olayları, hikayeleri, ağıtları, deyişleri, unutmadan, uygun yerinde, tekrar söyleyebiliyordu.
...Bu durum, Türk Milleti'nin , "Sözlü, Halk Kültürü"nün, ne kadar gelişmiş olduğunun ve günümüze kadar geldiğinin bir küçük örneğidir.
...Halk Kültürünü yaşatan bu kaynaktan beslenen bazı yazarlar, sözel kültürümüzü kayda geçirmeyi başarmış, dolayısı ile de yaşamasına katkıda bulunmuşlardır. Halkımız da, bu tür yazarları severek okumaktadır.
...Dünyada, bizi biz olarak tanıtmanın yolu; kendi köklerimizden gelen, kültür ve bilgi birikiminin ürünü olan, bu dağarcıkların değerini bilip, tamamen yok olmadan kayda geçirip, yaşatmaktan geçiyor. Acele etmezsek, geç kalmış olacağız. Zira günümüzde bu tür kaynaklar azalmaktadır.
...Bendeniz, bu bakımdan kendimi çok suçlu buluyorum. Babaannemde bulunan bu zenginliği; zamanın imkansızlıkları, belki gençlikteki düşüncesizliğimiz, böylesi bir hazinenin farkında olamayışımız, bu kültür gözümüzün önünde kaybolurken, birşey yapmamış olmaktan üzüntü duymaktayım.
...Bu bilinç, daha bizde oluşmadan, babaannemi erken kaybetmiş olmamız da bir sebep, ama, sebep ne olursa olsun,kendimizle iç hesaplaşmamızda bu eksikliğimizi ap açık görüyoruz ki, her şeye rağmen bazı çalışmalar yapabilirdik.
...Bu düşünce ve vesilelerle, otuz yıl önce bu günlerde kaybettiğim Babaannemi, özlemle, sevgiyle, rahmetle anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor, ruhuna Fatihalar gönderiyorum.
...Ramazan Işık
0 Yorumlar