insan ne kadar kendi olursa
o kadar uçabiliyormuş.
ondandır yüreğimin özgür,
bedenimin prangalı oluşu
ben
düş işleri bakanı...
cömert hayatım
kırk ikindi yağmurları gibi yağarken üzerime
sağlığıma içiyorum nefesimi
mutlu kadın!
dilediğin hayatı yaşa bakalım şimdi
yıllar arasından sekerek geldim buraya
umut sunağında sakladım yüreciğimi
oysa yollar hep kenger
bir gelincik ben dim
yandı canım aşktan
mecnundan geçmedim
söndü gözümün feri
öğrenme açlığımdan
kör oldum demedim
pirim, prim yapmaz bu coğrafyada, ağustos böceği olmak
düşleri budarken faşistler
karınca kararınca
ben yolumdan dönmedim
bedenime prangaladım günü
zihin hapishanesinin kuytusunda
yedi bahar geçirdim
derken bir gün
çocuklar kayısı çiçeklerine şarkı söylerken
yeniden güneşi gördüm
güneş benim bıraktığım gibi
yalım yalım yakıyor bedenimi
oysa ben onun bildiği gibi değilim
ne zaman geçti otuz beş bahar
biri söylesin bana
gerdanıma çizgi çizgi kolye yaptığım yıllar
oysa dün gibi daha
sene 1975
mevsim hayat
ben düş işleri bakanı
ağarmış saçlarımdan yıldız yapıyorum
gülücüğümden şarkı
başka türlü geçmiyor zaman
ne sen aziz
ne ben azize...
bekle ki nisan gelecek.
Fotoğraf: Özgür Çakır
2 Yorumlar
insan ne kadar kendi olursa
o kadar uçabiliyormuş.
en zoru da bu hayatta,kendin olabilmek.çünkü toplum sürünün bir parçası olmanı ister.kendin olmana izin vermez.tavukların içinde yaşıyorsun tavuk olmalısın kartal olmana izin vermezler.
düşleri budarken faşistler
karınca kararınca
ben yolumdan dönmedim"
şu dörtlüğü keşke ben yazabilseydim :)
tebrikler.