Banner

The Cove (2009) - Yunusların katliamı...

The Blind Side'ı izledikten sonra bünye biraz yamulmuştu ama daha birkaç gün önce Oscarlarda havasını atıp "text dolphin to 44144" pankartını havalandırmış, adını hatırlayamadığım birinin önerisiyle indirdiğim ve En İyi Belgesel heykelciğini alarak merakımın kat be kat artmasını sağlayan The Cove (Koy)'u izlemek için tam zamanı diye düşündüm kendi kendime. Niye böyle bir düşünce içine girdiğimi, neyin beni böyle düşünmeye sevk ettiğini bilmesem de iyi ki de düşünmüşüm, iyi ki de izlemişim seni The Cove.

Flipper adını duyar duymaz gelir aklına herkesin o şirin mi şirin yunuslar. Her zaman dilimizdedir "yav onlar insanlardan daha zeki be" lafları. Ama ondan daha çok kullandığımız bir laf daha var. Bu biz Türklere özgü müdür bilmiyorum ama ne zaman garip bir icat görsek, ne zaman enteresan ve işlevsel açıdan faydalı bir cisim görsek deriz ya, "Japonlar yapıyor abi" diye... İşte o Japonların yüz karası bir şehrine, yunus sembolleriyle baştan aşağıya donatılmış lanet vilayetine, uzakdoğudan bir anda soğumamı sağlayan insanlık dışı bir olaya tanık oldum o Koy'da.
Flipper olarak izlediğimiz Cathy adlı yunus dahil 5 yunusun eğitmenliğini yapan ve bu alanda bir ilk olarak tüm dünyada tanınan biri haline gelen Richard O'Barry isimli abinin haykırışlarına, gözlerindeki o içten gelen yaşlara, ellerinin kollarının nasıl da bağlı kaldığına tanık oldum.

The Cove, Richard O'Barry'nin aldığı dersten sonra nasıl bir yol haritası çizdiğini, belgeselin yönetmeni Louie Psihoyos'la olan iletişimini ve nasıl bu işe giriştiklerini, Japonya'nın Taiji'sinde işlenen insanlık suçunun ne boyutlarda olduğunu, yöredeki balıkçıların gözlerine inen perdenin renginin ne kadar da siyahımsı olduğunu ve yunusların yaşadıklarını çok çarpıcı şekilde gözler önüne seren bir belgesel. Katıldığı festivallerden neredeyse hiç eli boş dönmeyen, aday olduğu 29 dalda 24 ödülü bulunan bir belgesel. Şapkamızı çıkarıp önümüze koymamız gereken, Japonya hükümetine de ağır göndermelerin olduğu bir belgesel. Hepsinden önemlisi, herkesin izlemesi gereken bir belgesel.

1,5 saatlik zaman diliminde ne kadar çok şey öğrenebileceğimizin de göstergesi olan, yunuslar hakkında hiç bilmediğim şeyler öğrendiğim, IMDb puanı 8.6 olan ve benim 10 üzerinden 10 verdiğim The Cove'u, yunusları katledip bir de bunu anlatırken zeytinyağıvari hareketler sergilercesine üstlere çıkmaya çalışan o çapulsuz Japonları izlemek için tereddüt bile etmeyin. İnsanın eline bir pankart alıp yollara düşesi, yok mudur bizim de buralardan yapacağımız bir katkı diye düşünmesi... Tuhaftır tabii Türkiye'de vizyona dahi girmemesi!

Uzun zamandır Belgesel izlemiyordum. Hani bir belgeseli baştan sona izlemişliğim de yoktur belki ama o doğal hayatı izlemeyi o kadar çok seven bir insanım ki. Şu görüntüleri gördükten, bu müthiş belgeseli izledikten sonra, evdekilere belgeseli anlatırkenki kalp çarpıntımı hissettikten sonra sanırım belgesel izleme oranımı birazcık daha arttıracağım. Arttırmam gerekiyor, nitekim çok çok iyi bilgiler öğreniyor insan, ufku neyim genişliyor. Ben bu tarz sağlam belgeseller aramaya koyulayım, sizi de o koyla baş başa bırakayım...

"If we can't stop that, If we can't fix that,
forget about the bigger issues. There's no hope."

http://cineshoot.blogspot.com/2010/03/cove-2009-yunuslarn-katliam.html

Yorum Gönder

0 Yorumlar