Banner

Çıkmaz Açılım (!)

Açılım,malumunuz herkesin gündeminde uzun zamandır olan bir konu.
Kimileri şiddetle karşı çıktı,kimileri yürekten bağlandı bu açılıma.
Ama bu açılım artık çıkmaz sokakta gibi geliyor bana.
Çıkmaz açılımlara sürüklendik! Arap saçına döndürdük!...

İki gün önceki Taraf'taki yazısında Ahmet Altan, Kürtlerin "ayna" larının kırıldığını,yansımalarının yok edildiğini, taş atan çocuklara çıkan affın sevindiri olduğunu ama yetersiz olduğunu yazmıştı. Kürtlerin dillerini,adetlerini,geleneklerini kısacası varlıklarını görmezden gelerek kürt sorununun çözülemeyeceğini yazmıştı.

Birçokları Ahmet Altan'a bu yaklaşımından dolayı çok kızgın hatta vatan haini bile olabilir. Ama ben Ahmet Altan'ın bu önerisine sırt çeviremiyorum.
Kürt sorunu bizim ülkemiz için kangren olmuş bir konu.Kendimi bildim bileli pkk var ve savaşarak bir çözüme ulaşılamıyor. Her defasında yüreklerine kor düşen analar kalıyor elimize. Elde olanlar hep şehitlerimiz oluyor. Çözüm adına "daha çok savaş" daha çok şehitten başka bir anlama gelmiyor. Öte yandan da yürekleri yanan analarin intikamını almak istiyoruz. Diyoruz ki şimdi biz affedersek o analara haksızlık değil mi? Peki merak ediyorum o analar illa ki birileri ölsün savaş devam etsin ve yine yine yeniden şehitler çıksın bizim canımız yandı ama bu böyle kalmasın mı diyor?
Yoksa bu vesveseler bu vaveylalar sadece "Türklük elden gidiyor" fitnesiyle yaşayan bir grup tarafından mı içimize salıveriliyor. "Türklük" dediğimiz iki günde elden gidecek kadar basit mi? Bizim şanlı ve soylu tarihimiz dimdik ayakta dururken nasıl iki günde elden gidiverir ,kim bu deli saçmasına inanır? Açılım benim için barışa atılan bir adımdır. Neden inat ve ısrarla barıştan kaçalım?

*Ord. Prof. Ekrem Akurgal, Kürt sorunu makalesinde Kürtlerle Türklerin yüzyıllardan beri aynı topraklarda olduğunu, omuz omuza yaşadığını,bu sorununda ortadan kalkacağını yazmıştı. Bu yirmi yılı aşkın süre önce yazılan makalenin hala günümüzde geçerliliğini korumakta olması kötü bir gerçek değil midir?
Açılımın karşısında tam olarak karşı duran,tavizsiz bunu istemeyenlerin tam olarak sundukları çözüm önerileri neler? Açılımsız,barışsız çözüm önerileri illa ki kanlı olur. Kansız yoldan bir yerlere varılma zamanı gelmedi mi? Yıllardan beri savaşarak çözülemeyen sorun varsın bu sefer böyle çözülmeye çalışılsın. Türklük elden gidecek vatan bölünecek safsatalarına doymadık mı?
Sadece vaveyla koparan değil çözüm üreten insanlar olmalı...

Ben ne ondan ne bundan yana bir tavır sergiliyorum. Ben barış istiyorum.Huzurlu,mutlu bir Türkiye diliyorum.Bu tarz sorunlara gark olmuş değil,önü açık,bir ülke diliyorum.Anaların yüzünün güldüğü bir ülke hayal ediyorum.

Ahmet Altan "onlara aynalarını verin" dedi..
Bense "aynalarımıza bakalım,yanımızdakileri de görelim" diyorum. Bizim aynamızda sadece biz yokuz çünkü.

* Ord.Prof. Ekrem Akurgal,Türkiye'nin Kültür Sorunları,Bilgi yayın evi,1998


----

Kişiselblog: meldenotlar.blogspot.com

Yorum Gönder

9 Yorumlar

tufan dedi ki…
Açılım hakkında bildiğiniz bir satır var ise neden yazmadınız?
Ahmet altanın kime hizmet ettiğini çok iyi araştırın bakalım altından ne çıkacak,önce o aynayı kendine tutsun bakalım da gerçek yüzünü görelim.
Kürt dilinde eğitim istiyorlar,8000 kelimelik kürt alfabesi diye bizlere yutturulmaya çalışılan alfabenin içinde sadece 300 kelime kürtçedir,gerisi türkçe,farsça,arapça,rumca neyin ana dilinden bahsediyoruz biz.
Barışı hepmiz istiyoruz ama amerikanın senaryolarıyla değil,açılımdan bahsedenler önce içeriğini anlatsınlar bakalım,tabiki varsa?
Ülkenin içi yabancı ajanlarla kaynıyor,her türlü pisliğin merkezi belli,bizi bize bıraksalar her şey hallolacak ama gazetecisinden siyasilere kadar alınları etiketli satılıklardan kurtulmamadığımız sürece bu kaos devam edecek.
Evet ne mutlu türküm diyene, bunu diyemeyen gazeteci ve siyasetçilere de yazıklar olsun.

Saygılar.
Adsız dedi ki…
Açılım hakkındaki düşüncelerimi aktardım zaten. Daha ne söyleyebilirim ki?
Herşey grift,karmaşık.
Ne zaman boyle konular acılsa
herkes amerıkan ajanı
herkes vatan haini.
Bana çözümlerle gelin
gürültülerle değil efendim.

Saygı bizden.
tufan dedi ki…
Taraf gazetesinin nasıl kurulduğunu ve devletten aldığı teşviğin belgesi her yerde dolaşıyor.
Amacını ve nerelere hizmet ettiğini bir düşünürsek Ahmet altanın karakteri hakkında fikrimiz daha netleşir,bu ülke salyalı sümüklü tarikat artıklarının at koşturacağı bir ülke değil,bu kinin sebebi çok belli,anlamak için fazla kafa yormaya gerek de yok.

Saygılar.
tufan dedi ki…
Gürültü saydığınız türkiye gerçeğidir,yani gerçekler.

Almak isteyen alır,gerisi boş zaten.
Adsız dedi ki…
Gürültü saydığım sizin kurmacalarınız gerçekler değil elbetteki.
Nelere hizmet ediyor
kim neyin uşağı...
Alternatif fikriniz varsa onuda belirtin bu arada.
Açılım yapmayalım ama
sizin söylediklerinizi
uygulayarak huzura erelim.
Savaşarak huzur yok
ama açılım yaparakta memleketımız elden gıdıyomus
e ozaman alternatıfınız ne?
kuru gurultu dedıgım budur ıste.
çözümsüz vaveylalar.
tufan dedi ki…
Allaha çok şükür kurmacalarla uğraşacak kadar hayalperest değilim,ben sokaktaki vatandaşım olayları kendi gözümle takip eden,kendi gördüğüme inanan,ben paçavra gazetelere bakıpta yönümü tayin edenlerden değilim.
Bu ülkede nelerin döndüğünü siz bilmiyormusunuz,çözüm yeri ben değilim,adam gibi uzlaşacakları meclis var,dediğim dedik çaldığım düdük devri geçti,elele verip uzlaşacaklar,dışarıdan emir almadan,gizli hesap peşinde koşmadan.
Kimin nerelere hizmet ettiği konusuna gelirsek,bunu görmemek için kör olmalı insan,bana bir tane amerikanın kucağına oturmadan iktidar olan babayiğit gösterebilirmissiniz,2008 den bu yana 35 CIA-Pentagon karma heyeti (yani üst düzey ajanlar) , Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbaratının Yıldız bürosunda üstlenmiş durumda,içişleri bakanı benim haberim yok diyor,söylermisiniz ne işleri var burada,kimin bilgisi dahilinde geldiler ve ne işler çeviriyorlar.
Kısaca işin özü şudur,ben bir vatandaş olarak yanlış olduğuna inandığım her hareketi eleştiririm,açılım masalı anlatanlar önce kendileri demokrasiyi içlerine sindirecekler,namuslu ve dürüst olacaklar.
Eyerki seyretmedi iseniz size tavsiyem American reality - zeitgeist documentary ... belgeselini seyrediniz,ne hesaplar yapıldığına şahit olabilirsiniz,internette her yerde var ulaşmak zor değil,iki saatinizi alır ama bence değer.
chyrkyn dedi ki…
ben de katılayım yorum trafiğine;
kökten reddediyorum,bu ülke de nüfus olarak türk olduğuna inananların dışında ama nüfusca az olan etnik kökene sahip insanlarımızın taleplerini.fakat şu da bir realite . ülkemin yönetenleri ya da yönettiklerini zannedenlerinin geçmişte izledikleri politikaları da çok da benimsediğim söylenemez.bir yerlerin isimlerini değiştirerek,BİZ TÜRKÜZ,İSİMLER TÜRK OLACAK dayatması ile zoraki ayrımcılık çıkarması benim hoşnut olduğum bir durum değil.türkiyenin değişik yerlerinde bir çok yerin ismi bu sebeple değiştirilmiştir.ben karadeniz insanı olarak,bizim köylerin isimlerinin de değiştiğine şahit oldum.bizim bir yaramız olmadığından rumca olan köy isimlerinin değiştirilmesi tepki almamıştır.içsel olarak ben burukluk yaşadım.hala ben eski isimleri kullanmayı seviyorum ve insanların eski isimler ile daha barışık olduğunu görüyorum.doğudaki değişiklikler,bir dile balta vurmuş,bu da -özellikle şu an ki şartlarda-başka güçler tarafından kullanılmaya müsait olmuş,toplulukların nefsini harekete geçirerek talep doğurtturmuştur.başa dönecek olursam,yani reddettiğim şey,bugün koşullarında,bugünün şartlarındaki talepleredir.olan olmuştur.geçmiş ola.yarına bakmamız gerek,bakarken de kimse kimsenin tavuğu ile uğraşmamalı.biz yıllardır nasıl bir arada kardeş kardeş yaşamışız? ın cevabına bakmalı.30 yıldır süregelen durum ülkenin gelişimine dinamit koymuştur.bunu göremeyenle zaten konuşmanın hiç bir anlamı yok.çatışmaların yoğun olduğu dönemlere denk gelen takriben 10 yıl öncesi trabzonlu olan amcamın oğlunun,vanlı kürd kökenli gelinimizle evliliği olması gereken durumu özetliyor.
bir de şu söylem var;amerikanın icazetini almadan bir hükümet iktidara gelemez.bu mantıkla neyi tartışıyoruz,o zaman "yaşasın devrim"(!)...
ben partizanmış gibi bir söylemde bulunayım "bu hükümet,icazet kültürünü kaldırmaya çalışıyor"(tabii ki bana göre)
tufan dedi ki…
"Eski isimlerle insanlar daha barışık" belki işin sırrı buradadır,hangimizin içinde kürt gelin veya damat yokki,bir çoğumuz çocukluktan beri kürt kökenli arkadaşlarımızla büyümedik mi,daha doğrusu sormazdık'ki nesin nerelisin diye.
Benim itirazım bu açılım laflarının gerçek kürt vatandaşlarına bir getirisi olmayacağıdır,yine ben bilmem ağam bilir diyecekler,yine tüm kaynaklar aşiret reislerinin hizmetine sunulacak yani kısaca kürt vatandaş ezilmeye devam edecek.
Benim derdim birilerinin çıkarları için çerez olmamak,açılımsa tüm ülkeye açılım,tüm ülkeye demokrasi,benim kimseye kapı kulu olmaya niyetim yok,ayrıcada 500 tane korumayla gezen başbakan ve özel polis ordusu istemiyorum.
İcazet kültürünü kaldıracaklarına keşke inanabilsem.

Saygılar.
chyrkyn dedi ki…
başka bir pencere daha var;sizlerin de bildiği...herkes türkiye ismine takılıp kalmaksızın,türkiye cumhuriyeti kurulmadan önceki yaşam kültürünü özümsemeli.geçmişimizde de kimse osmanoğullarının akrabası değildi.
koruma ordusu ile ilgili söyleminize daha gençken ben de sizin gibi bakıyordum ama artık öyle düşünmüyorum.
icazet mevzuunda da ben buna inanmak istiyorum belki de...
ikincil konuma alışkın olmayan bir devlet geçmişinden gelme sebebinin yansımasıdır bendeki.
saygı ile...