Savaş,ne iğrenç bir kelime.Hayatta en nefret ettiğim kelimelerden belkide birincisi.Wiki'ye göre "ülkeler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki büyük gruplar arasında gerçekleşen topyekün silahlı mücadele".
Çok savaşmışız toplum olarak.Orta Asya'dan Anadolu'ya yerleşene kadar,yerleştikten sonra Cumhuriyet'e kadar hatta sonrasında bile.Ve bu kadar savaş sonucu çok fazla 'can' yitirmişiz doğal olarak.Bu savaşların içerisinden belkide en önemlisi Çanakkale Savaşı.Neden yazdım bunları diye sorabilirsiniz.Iwo Jima'da yaşanan bazı şeylere benzettim ben Çanakkale'de yaşananları.Açlık,sefalet,karşıda güçlü ve teknolojik olarak çok üstün bir düşman ve savunulacak candan öte bir vatan.Bunun yanında tabiki mektuplar.Çanakkale Savaşı ile ilgili her kitapta her bilgide yer bulur kendilerine Seddülbahir'den,Arıburnu'ndan yani Gelibolu'dan yollanan mektuplar,tıpkı Iwo Jima'da olduğu gibi.
Bu kısa girişten sonra gelelim Iwo Jima'ya ve filme.Japon Volkan Adaları'ndan birisi ve Japonya'nın 8.büyük köy adası Iwo Jima.2 Dünya Savaşı'nın yakıp yıktığı yerlerden sadece bir tanesi.16 Şubat 1945-26 Mart 1945 tarihleri arasında Japonya İmparatorluğu ve Amerika Birleşik Devletleri'nin binlerce kayıp verdiği adacık.Muharebe hakkında biraz daha bilgi isteyenler için tıklayız.Az da olsa tanıtmış olduk Iwo Jima'yı.Şimdi gelelim 2006 yılında vizyona girmiş,dört dalda Oscar'a aday olmuş ve bunlardan birini kazanmış olan Letters from Iwo Jima'ya,türkçe mealiyle Iwo Jima'dan Mektuplar'a.
Japon İmparatorluğu'nun büyük değer verdiği Iwo Jima adası Amerikalılar tarafından saldırıya uğrayacaktır ve adayı savunmak için binlerce asker adaya yollanmış,adadaki sivil halkın tahliyesine yavaştan başlanmıştır.Adadaki askerin komutası ise General Kuribayashi'ye(Ken Watanabe) verilmiştir.Kuribayashi'nin adaya vardığında yaptığı ilk iş askerlerin sahil boyunca kazmaya çalıştıkları hendekleri iptal etmek olur.Bunun nedeni Amerikan askerlerinin her halukarda sahile çıkacakları ve burada zaman kaybetmemek istemesidir.Hergün uzun yürüyüşler ile adayı keşfeden ve özelliklerini öğrenmeye başlayan Kuribayashi,düşmanın adaya çıktığında yapacağı hamleleri tahmin etmekte ve buna karşı durmadan planlar oluşturmaktadır.Bu kararları alırken yakın zamanda uğraşacağı düşman yetmezmiş gibi kendi komutası altındaki rütbeliler de yavaş yavaş Kuribayashi'ye muhalefet oluşturmaya başlayacaktır.Rütbeliler savunma planları ile uğraşmaktayken,emir altında olan askerlerin ise Iwo Jima'dan sağ çıkma ümitleri gün geçtikçe azalmaktadır.Askere gelmeden önce fırıncı olan Saigo(Kazunari Ninomiya) hamile bir eş ve kapanmış bir fırın,1932 Los Angeles Olimpiyatları'nda Binicilik dalında Altın Madalya alan Baron Nishi(Tsuyoshi Ihara) ise geride şan ve şöhretini bırakmıştır.Adaya sonradan gelen asker Shimizu(Ryo Kase) ise Saigo ve arkadaşını endişelenmektedir.Çünkü Shimizu'nun Kempeitai tarafından aralarına yollandığını düşünmektedirler.
Karakteri ve konuyu üstünkörü tanıttıktan sonra sıra filmin yönetmeni Clint Eastwood'da.Clinh Eastwood oyuncu olarak gerçekten sinema tarihinin en iyi aktörlerinden birisidir.Buna kimsenin hayır diyeceğini zannetmiyorum.Eastwood'un yönetmenliği ise fazlasıyla iyi bir seviyede,genelde yavaş ve ağır tempoda çektiği filmler beni fazlasıyla memnun etmiştir.Letters from Iwo Jima da onlardan biri olmuş.Filmi siyah beyaz çekmek,dilinin Japonca olması filme artı değer katan diğer öğeler.Ara ara karakteler tarafından okunan kendi yazdıkları mektuplar ise sizi gerçekten hüzne boğabiliyor.İşin oyunculuk tarafına bakacak olursak;General Kuribayashi rolündeki Ken Watanabe gerçekten çok etkileyici bir performans sergilemiş ama ben de dahil filmi izleyenlerin çoğunun favori oyuncusu Saigo rolündeki Kazunari Ninomiya'dır.Baron Nishi rolündeki Ryo Kase ise oyunculuğu ile diğer iki ismin yanında hiç sırıtmamıştır.Değerlendirmeye alınabilecek başka bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.Çünkü az önce yazdığım iki karakteri ve Ryo Kase'yi filmin temel taşları olarak adlandırabiliriz.
Filmi genel olarak ele alırsak Letters from Iwo Jima;sınırsız aksiyonun,patlama,silah ve çatışma sahnelerin çok fazla kullanılmadığı,Japon Askerleri'nin içinde bulundukları savaş atmosferinin psikolojilerine ne gibi etkilerinin olduğunu,ne düşündüklerini,ne hissettiklerini ve geride ne bıraktıklarını anlatan bir savaş filmi.Geriye dönemeyeceğini,öleceğini bile bile savaşın ortasına gitmek.Sen düşmanla sabah akşam çatışırken eninde sonunda öleceğini,yeni doğmuş çocuğunu bir kez bile göremeyeceğini,karının sen olmadan ne zorluklar altında kalacağını düşünmek ve bu bildiklerine karşın hiçbirşey yapamamak.Amerikan askeri Sam'in annesinin yazdıkları ile Shimizu'nun annesinin yazdıklarının aynı olması ise cephedekileri bekleyenlerin de farklı durumda olmadıklarının bir göstergesi.İşte Letters from Iwo Jima'yı diğer savaş filmlerinden farklı kılan bu özelliği.Ön planda olan savaştan çok,savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etkiler.
Notumuz;
8/10
Fragman
0 Yorumlar