Biliyor musun; senden sonra, kimseyle sevişmedim ben. Cidden kimseyi buna layık görmedim. Hala kendimi senin hissederken; bırak tenime başka adamların dokunmasını, düşüncesini bile istemedim. Kendimi senden habersiz, sana ait hissetmeyi sevdim.
Biliyordum hayatındaki birçok kadından pek de farklı olmadığımı. O kadar aykırı gecelerde, o kadar ayrı bedenlere dokunmuştun ki, izimi bırakacak tek bir yeri bile zor bulmuştum. Gerçekten büyük şehirler gibiydin sevgilim. Tenin bile bir coğrafi bölge gibiydi. Benden önce zapt edilmişti. Benden önce keşfedilmiştin.
Çok şey düşledim bazen... İstedim... Saç telimin senin o çok sevdiğin yastığınla, çarşafının arasında kalmasını mesela... Ya da bir kaç denemede bile düşmeyecek bir şekilde tenine yapışmasını, alınamamasını... Büyük bir şehir gibiydin sen sevgilim. Varlığım, kalabalığında kayboluyordu... Ben, teninden düşüyordum...
Harflerim bile senin harflerinde yoktu oysa... Elimde kalan bir şey de... Geçmiş zamanlarda söylediğin tüm güzel sözleri umutlanmak için biriktiriyordum çocukca.
Sen sevdiğim adamdın... Bir sabah gözümü göğsünde açmıştım...
Şimdi... İçimde kaldın... Çıkılmaz bir sokağın girişinde durmuş, bile bile girmiştim o sokak aralığından... Tek senin olmak istemiştim. Tek benim ol istemiştim. Küçük bir şehirden gelen, küçük bir kız gibiydim. Yetişkin rolleri oynuyordum sana...
Oysa sen sevdiğim büyük şehirler gibiydin sevgilim. Öyle doygun, öyle kalabalık, öyle vefasız, öyle dolu, öyle büyüleyici, öyle içine hapseden... Ve ben seni küçük şehirlerin içinde, büyük şehirlerce sevmiştim.
Sen kocaman bir şehirdin... Ben keşfedilmeyi bekleyen cılız bir kasaba.
Sen hiç okula saçlarımı iki yandan örüp gitmediğim günler gibiydin. Ne saçlarım örülecek kadar uzundu, ne de ben saçımı örmeyi biliyordum. Biz gibiydi olmayan saç örgülerim. Asla bir bütün olmuyorduk... Karışamıyorduk...
Hep bekledim seni, ihtimallerini, gerçekleşme hayallerini. Örüldüğümü, bütünleştiğimi ve tek vücut olduğumuzu sandığım anda, ama en çok tutturulamayacağımızı anladığımda kaybettim seni... Kaydım gittim ellerinden... Sen siyahtın... Kırmızı sana yaraşamazdı...
* Büyük bir şehrin, dar sokaklarında tökezledim yazarken...Bu yazıyı da, bundan öncekileri de...
* Bu yazı daha önce şurada yayımlanmıştır. :)
* Resim
6 Yorumlar
Okudum okudum içimde üzüntü oluştu ama sonunda gülümsettin...
HOşuma gitti :)
yüreğine sağlık....
saygılarımla...