Gecenin ıssızlığında, açıldı kilidi kapalı kutunun
Döküldü içinden hüzünler,
Bir ağlamak geldi yürekten, gitmedi.
Şehir alabildiğine geceye sığınmıştı,
İnsanlar telaşlı ve hızlı adımlarla yürüyorlardı.
Kimi neşeli, kimi düşünceli,
Kimi yanındakine sarılmış.
Yürürken attığı adımlarından çıkan topuk sesini dinledi,
Soğuktu
Ama ne yağmur çiseliyordu, ne kar.
İnsanı bezdiren bir keskinlik vardı havada….
Üşüyen elini saklayacağı bir yer aradı, bulamadı.
Bir ağlamak geldi yürekten, gitmedi.
Önce buğulandı gözleri,
Minibüsün camı ardından dışarıyı izlerken.
Trafik yine durmuştu, gitmiyordu.
Ve şöför bağıra bağıra cep telefonu ile konuşuyordu.
Sessizliğe sığınmak istedi.
Sonra derinden gelen bir melodi.
Usul usul…
Buğulandı gözleri,
Ne yerin önemi vardı,
Ne yanında oturan saçları arkadan toplu delikanlının varlığı,
Ne kalabalık, ne yalnızlık……
Bir ağlamak geldi yürekten, gitmedi.
Işık ışık yanıyordu şehir, gecenin içinde.
Ateş böcekleri
yada
Yüzlerce insanın elinde tuttuğu alevden meşaleler gibiydi ışık noktaları.
Geceyi aydınlatmıyordu ki hiçbir şey.
Çiçek satıcıları soğuğa rağmen,
Üşümüyormuşcasına bekliyorlardı demetlerin yanında.
Hiç kimsenin gözlerine değmeden gözleri,
Teğet geçti tüm bildiği duygulardan.
Küçük bir damlaydı önce yanağından aşağıya kayan,
Arkasından bir diğeri…
Ne sakladı,
ne sildi gözyaşlarını…
gece gibi,
hüzün gibi,
kabullendi yüreğinin çağrısını.
Akarken damlalar aktı gitti içinde büyüttükleri…
vv. (25/12/2007)
3 Yorumlar
Güzeldi, emeğinize sağlık..
Sevgiler..