Piraye yengemiz blogger olsaydı ya da Vera?
Üstad Nazım Hikmet bu kadar kolay "en fazla bir yıl sürer /yirminci asırlarda
ölüm acısı" diyebilir ve daldan dala uçarak, kadınlarını ölmeden peşpeşe gömebilir miydi acaba?
ölüm acısı" diyebilir ve daldan dala uçarak, kadınlarını ölmeden peşpeşe gömebilir miydi acaba?
Tadı enfes bir duygudur aslında. Bir şairin, bir yazarın sizi yazması, duygularına size olan sevdasını katarak kaleme alması çok güzeldir eminim. Bu güne kadar genellikle kadınlar yaşadı bu hazzı ve erkek yazar, şairlerin uçarılığından kırılıp dökülen, şiir okumaya yazı görmeye tövbe edenler de genellikle kadınlar oldu.
Çünkü önce kendileri için yazılan dizelerin ardı arkası kesilip, bir müddet sonra şair, yazar yeniden aşkı yazmaya başladığında "bu bana değil ama kime?" sorusu boğdu onları. Onlar da sevdikleri adamı boğmaya çalıştılar. Kadınlar bir şairi, yazarı okuyucusu ile bile olsa paylaşmak zorunda kalmanın sıkıntısını çektiler. Erkekler de belki sefasını sürdüler bunun.
Oysa, günümüzde artık kadınlar da yazıyor, üstelik gayet de iyi yazanlar var içlerinde. Çevrelerinde hayranları, peşlerinden koşanları eksik olmuyor. Gerçi bir kadının peşinden koşulması için yazar olması da gerekmiyor ama eskiden bu konuda başı çeken güzellik faktörü de biraz eli kalem tutan ve kendini gizli, saklı sunan kadın yazarlar lehine dönmüş durumda.
Ayrıca günümüzde kimsenin edebiyatçı olması da gerekmiyor. Bir blogunuz varsa az çok okuyanınız, hayranınız olması doğal. Neticede herkes günlüğüne birkaç edebi şey karalıyor. Bunu beğenip okuyan ve yorumlayanlar da çıkıyor. Hal böyle olunca da eskiden çoğunlukla erkeklerin yediği tadı çok güzel olan bu yemeğin, hazmının ne kadar zor olduğunu artık kadınlar kadar, erkekler de anlıyor ve zaman zaman sindirim problemi yaşıyorlar.
Sevdikleri kadınların da onlar dışında bir şeyleri hissedip yazabilme ihtimalleri, onları bugüne kadar kendilerinin biraz "sanat" biraz da "ego" adına umarsızca yazıp çizdikleri şeyler hakkında düşünmeye sevk ediyor. Kıskançlıkları had safhaya ulaşıyor. Şımarıklıkları ehlileşiyor. Öte yandan kadın bloggerlar da bu tersine dönen ilgiden oldukça memnun gibi görünüyorlar.
Piraye yengemiz blogger olsaydı ya da Vera şiirler döktürseydi Rus delikanlılarına "Ne erkekler tanıdım ama en güzel Nazım şiir yazardı" demiş olsa üstat bunu sindiremezdi sanırım. "Vera, Kapat lan kız blogunu" mu derdi acaba?
Benimkisi bir ironi, bir aforizma sadece ama neticede yıllar öncesine oranla şair, yazar edebiyatçı ya da bloggerler içinde kadın oranı günümüzde bir hayli artmış durumda. Yazdıkları için kıskanılan erkekler kadar, yazdıkları için kıskanılan kadınlar da var. Sizin de sevgiliniz bir gün afilli şeyler yazabilir, birilerinin gönül telini titretebilir. Tıpkı bayan şarkıcı, aktris ve mankenlerin erkek arkadaşları gibi siz de sindirim sisteminizle ilgili bazı sorunlar yaşayabilirsiniz.
Eee beyler, artık biraz kalem oynatırken "kadınlar, kadınlarım" diye yazmaya çekinirsiniz herhalde değil mi? Hele 7 kocalı Hürmüz yine sinema gişelerini zorlarken.
1 Yorumlar
Birde Nazım böyle bir cümle kurmazdı sanırım..Yazının en ironik cümlesi de bu olmuş..
"Vera, Kapat lan kız blogunu"