Banner

Neşeli Hayat’a Dair

Neşeli Hayat, Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı, yönettiği ve oynadığı son filminin adı. Bu kısa tarif “Neşeli Hayat”ı anlatmaya yetmedi elbette.

Daha geniş açarsak, Neşeli Hayat, hepimizin hayatından en önemli kesiti çekip alarak beyaz perdeye aktarılmış halinin tam adıdır...

Adıyaman, bir süredir sinemaya hasret yaşıyor. Hoş öncesinde de pek sinemaya doyduğu söylenemezdi ya neyse...

Nihayet bu açık kapandı.

Vizyondaki filmleri izleme şansını yakalayacağınız bir sinemamız var.

MNF Sinemaları izleyiciyi vizyondaki filmlerle buluşturuyor.

Adıyaman’ın eski sinemacılarından olan, sinema salonunda bir ömür harcayan merhum Hasan Fillik’in oğlu Mustafa Nebi Fillik’in girişimiyle açılan ve isminin baş harflerini taşıyan MNF Sinemaları, Türkiye’deki tüm sinemalarla aynı anda vizyondaki filmleri oynatıyor.

***

Bir süredir vizyonda olan “Neşeli Hayat”ı izleme şansım oldu.

Film için belki “en”lerle belirteceğimiz ödüller yok, henüz böyle bir ödül almadı, alır mı o da bilinmez ama bilinen “en bizden” filmlerden birisi olduğudur.

En iyi yönetmen, en iyi görüntü, en iyi senaryo, en iyi kurgu.. diye ödülleri sayıp, filmi şişirmek yerine her gün yolda gördüğümüz ama çok da dikkat etmediğimiz insanların hikayesi olduğunu söylemek yeterli.

Bizi anlatıyor kısaca...

Hayatın içinden bir bölümü o kadar güzel bir şekilde sinema diline aktarmış ki, zaman zaman tebessüm ediyor, zaman zaman duygulanıp, kendi halinize ne kadar da benzediğini düşünüyorsunuz...

Sıkıntı içerisinde yaşayan, varla yok arasında hayatını idame ettiren, yaşamak için hep bir mücadele içerisinde olan, onuruyla ayakta durmak için çalışıp didinen insanların hikâyesi...

Yani bizim hikâyemiz...

***

Çoğunlukla Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) Mutfak oyuncularının rol aldığı filmin adı, doğal ürünler pazarlayan bir oluşumun adından alınmış.

Filmi izlediğinizde çevrenizde gördüğünüz ve çok gizemli bir çalışma sitili olan birkaç kuruluş aklınıza geliyor.

Saadet Zinciri türü yapılanmaları deşifre etmesiyle de film misyonunu yerine getiriyor.

Burada aklıma gelen üç oluşumun adını söylerdim ama mahkemelik olmayayım. Zaten yeterince başımda bela var.

“Doğal ürün” safsatasıyla pazarlanan ve halkı kandıran, çevrenizde yakasına taktığı rozetlerle de kendilerini belli eden bu tür oluşumlara filmde “Neşeli Hayat” denmiş ama film, sadece onla ilgili değil.

“Alnımın teriyle ama daha iyi nasıl yaşarım” diye çıkış yolu arayan sıradan insanları tuzağına düşürenler Rıza’yı, yani Yılmaz Erdoğan’ı da düşürür.

Saadet Zinciri olduğu için o da en yakın arkadaşlarını...

***

Evini geçindirmek için günü birlik iş yapan Rıza, bir aylığına Noel Baba kostümüyle iş kapar ve film bu minval üzere devam eder...

İzlenmeye değer bir film olduğunu buraya not edeyim.

Ne kadar süre gösterimde kalacak bilemem ama bir an önce izlemenizi tavsiye ediyorum.

Film dram-komedi tarzında...

Ne kahkahayla güleceksiniz ne de mendilinizi alıp, gözyaşınızı sileceksiniz...

Ama filmde güleceğiniz sahneler olduğu gibi kişiye göre gözlerinizin dolacağı sahneler de var.

Her ikisi de “doyasıya” var dersem yalan olur...

Çünkü film, çok gerçekçi, çok akıcı ve çok bildik bir hikâye üzerine kurgulanmış...

***

Filmde çok güzel replikler de var...

Noel babaya tüm çocuklar gülüyor. Gerçek olup olmamasına bakmadan, her Noel Baba çocukları güldürüyor. Yılmaz Erdoğan, bundan duyduğu memnuniyeti belirterek, “Çocukların çocukça yüreğindeki hayaller ne kadar da gerçek” diyor.

Noel Baba işi aldığını eşine bile söylemeyen Rıza’ya neden söylemediği sorulunca; “Utanılacak işler yapıyoruz, yaptığımız işten utanıyoruz...”

Ve belki de en can alıcı olan bölüm...

Rıza’ya eşi arasında “mahrem” sorun da var. Eşi komşu kadınlarının önermesiyle bir karışımdan elde edilen yiyeceği yemesi için Rıza’ya baskı yapıyor, Rıza ise yemiyor...

Ve bir gün Rıza borçlarını ödüyor...

İşte o zaman filmin esas repliğini söylüyor; “Bu iş balla malla olmaz, bu iş kafada başlar. Eğer kafan yerindeyse olur.”

Her şey kafada başlıyor...

Sıkıntılar büyüdükçe insanların omzundaki yük artıyor ve bir süre sonra onun altında ezilmeye başlıyorsunuz.

Kısaca “Neşeli Hayat” adına bakıp, “kahkahayla güleceğim” diye sinemaya gitmeyin, hayatın içinden bazı bölümleri yeniden görmek için gidin...
Naif Karabatak
29 Aralık 2009

Yorum Gönder

0 Yorumlar