Banner

Pişkinlik bir sanattır

Cenk Gülen

Pişkinlik bir sanattır

Sevgili okurlarım, Araştırmacı ve Karıştırmacı kimliğimle insan türlerini araştırarak kültürümüze katkı sağlamak istedim.

Nereden başlasam diye düşünürken, ansiklopedide birden “P” harfi çıkıverdi.

Baktım orada bir resim, pişkin pişkin suratıma bakıyor.

Yahu ben bu yüzü bir yerden tanıyorum ama nereden derken, bir de baktım ülkenin dört bir yanında benzer resimler var.

Bir de üstüne Ergenekon, sonra bombalar, sonra silahlar, sonra mühimmatlar…

Yetmez ki, darbe planları, darbe girişimleri, ıslak imzalar, çiçek gibi adamlar…

Dinleniyorum, dinleniyoruz, dinleniyorlar suçlamaları, telekulakların kulak ölçümleri, domuz gribi ve pastadan pay kapanlar…

Ve halen “saygın insanlara bu yapılır mı?” diyenler…

Önce bunların hediye olabileceğini düşündüm ama verecek başka hediye mi yok yani?

Sonra Ergenekon Terör Örgütünün içimize saldığı bir ajandır diye düşündüm, bu fikir daha ağır bastı.

Nasılsa Ergenekon’un ne zaman konuşlandığını bile bilmiyoruz, belki de ta pişkinlik tarihi kadar eskidir, olur mu olur…

Beni aldı mı bir merak…

Neden pişkinler çok, neden illa da seçim zamanı veya olağanüstü dönemlerde arz-ı endam edip dururlar diye…

Sonracığıma öğrendim ki, pişkinlerin bir türü seçimden beslenirmiş…

Bir türü kaostan…

Kene gibi siyasetçilere yapışır, “senden daha iyisini bulamam” diyene kadar yapışırmış.

Sonra ağzından bu söz çıktı mı kene kimliğini devreye sokar, emdikçe emermiş.

İşte bunları öğrenince pişkinleri araştırma heyecanım bir kat daha arttı.

Hali üzere bu toplumda yaşıyorsanız eğer, veya yaşadığınızı sanıyorsanız o zaman pişkin insanın aramızda ne kadar çok olduğunu da gayet iyi bilirsiniz.

Neeeee!

Daha görmediniz mi?

İnanmıyorum…

Siz hiç televizyon izlemiyor musunuz?

Alın elinize kumandayı, haber saatlerinde veya tartışma programlarında zapladıkça zaplayın ama zıplamayın.

İyice seyredin pişkinlikten ne hallere düştüğünü bilmeyecek dereceye varan insanların halen istifini bozmadan 70 milyonun karşısına çıkmasına şaşıracaksınız.

Şaşmayın canım okurlarım şaşmayın.

Zaten ‘pişkin’ olduklarına inanmışsanız, yüzsüzlüklerine de alışkın olmanız gerekir.

Peki pişkin insan ne demektir, nasıl olur, ne yer, ne içerler, nerelerden beslenirler, türünün son örnekleri mevcut mu?

***

Önce üstadınız bilimsel çalışsın bakalım…

Şimdi bizim TDK diyor ki; ‘Yüzsüz’

Sonra ‘Saygısızca davranarak işini yürüten’

Bitmedi, ‘Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun’

Bunlara bakarak pişkinin nasıl birisi olduğunu, ne yediğini, ne içtiğini, nerelerden beslendiğini anlayabilirsiniz.

Deneyimlidir…

Her devrin adamıdır…

Doğal olarak da her devirde “yiyecek ekmeği, içecek suyu, yürütecek işi, kotaracak malı” vardır.

O sürekli “Dün dündür, bugün bugündür” diyerek,

“Gelen ağam, giden paşam” zihniyeti güder.

Önceden ‘eyvallah’ ettiğine, bir süre sonra düşman olabilir.

Bugün düşman olduğunaysa yarın ‘eyvallah’ diyebilir.

Yüzsüz olduğundan suratına çiş yapılsa “Yarabbi şükür” diyerek yağmur yağdığını sanabilir.

Aslında bizzat çiş yapıldığını biliyordur ama yüzsüzlüğünden yağmur gibi algılamaya çalışır.

Suratına tükürsen, “Ağa dedi ki merhaba” kabilinden sevinir gözükür.

Pişkin insan türleri, diğer tür insanlar arasında en fanatiği, en marjinali, en çekilmezi, en dayanılmazı ve aslında en tehlikeli ve kötüsüdür.

Dün sırtından vurduğuyla, bugün dost görünme becerisi, yarın sırtından vuracağının habercisi olabilir pekâlâ.

En çok maske takan türlerdir pişkinler.

Üstelik her taktığı maskeyi kendisine yakıştırmada da üstüne yoktur.

Nerede, ne zaman hangi maskeyi takıp, hangi kimliğe bürüneceğini kestirmek zordur.

Pişkinleri tanımak çok da kolay değildir…

Öyle hemen sevinip, “ben de bu tarif üzerine bulurum” demeyin…

Bukalemunlar bile pişkinlerin yanında halt etmiş icabında.

Bir anda en iyi dostunuz haline gelebilir; tıpkı bir melek gibi her derdinize derman olur.

Bir anda gözünüzde büyüttüğünü bir kahramana dönüşür, kendi elinizle, kendi dilinizle yedi cihana reklamını bile yaparsınız.

Ve bir bakarsınız sizi arkadan hançerleyen bir cellâda dönüşmüş.

Bunu o kadar ustalıkla yapar ki, her ikisinde de haklı kendisi olur, haksız siz…

Sevgiliniz olur mesela, dostunuz, dert ortağınız…

Her konuda da uzmandır hani…

Sağlıkta bir numara, ekonomide bir yıldız, sanatta star…

Dilbazdır özellikle…

Hemen her konuda konuşma yeteneğine sahiptir.

Öyle kültür falan beklemeyin, gerek yok ki…

Onun tek kültürü esnek davranmak, ipucu toplamak, zor duruma düştüğünde kozları elinde bulundurarak çekinilir bir insan olduğunu göstermektir.

Hadi diyelim tanıdınız ve siz de yüzsüzlük ederek sordunuz “sen pişkin misin nesin?” diye…

Yok canım, sanıyorsunuz ki hemen “pişkinim” veya “pişkin değilim” diye cevap verecek.

Ne gezer canım okurlarım ne gezer…

Aynen şöyle cevap verir, hem de hiç düşünmeden; “Hani siz bana bir soru soracaktınız, bekliyorum”

Çok bekler, çok bekleriz…

Cenk Gülen
19 Kasım 2009

Yorum Gönder

1 Yorumlar

sufi dedi ki…
Sevgili Cenk;
Pişkinlik hakkında bunca sözü nereden bulduğuna şaştım doğrusu.Öyle güzel tanımlamışsın ki ama bir şeyi eksik söylemişsin.O kişileri dikkatlice dinle bak "hep kendilerini anlatırlar sözleriyle"Birilerini suçlarlarken o kendi yaptıklarıdır aslında. Kendilerini sözleriyle ele verdiklerini önceden hiç tahmin edemezler.Sevgilerimle.