Banner

Benim memurum senin memuru döver!

Dün Milliyet’te yer alan habere göre memurluk sistemi değişiyor. Bu değişim beraberinde önemli bir reformu getirecek gibi. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu değişirse “iki tür memur” gündemimize girecek. Birisi “uygulayıcı memur” bir diğeri “devlet memuru” şeklinde olacak.

Devlet memurunu zaten biliyoruz...

İki yakası bir araya gelmeyen...

Borç içinde yüzen...

Aybaşında alacağı üç kuruş maaşla hangi borcunu kapatacağını, hangi ihtiyacını gidereceğini düşünen “bordro mahkûmu” olan kişilerdir devlet memuru dediğimiz...

Elbette “yüksek maaş” alıp, çok da iş yapmayanlar da var...

Yüksek maaş alıp, aldığı maaşın hakkını verenler de...

Ama genelleme yapınca “iki yakası bir araya gelmeyenler” diye devlet memuruna deneceği açıktır.

Peki değişiklik olursa “uygulayıcı memur” nasıl olacak?

Uygulayıcı memurlar, aynı zamanda “hükümetin memurları” adıyla da anılacak.

Yani hükümet değişikliğinde bakanlar kurulu gibi, uygulayıcı memurlar da açıklanacak...

Genellikle bu göreve getirilecek kişiler, üst makamlar da görevlendirilecek...

Müsteşar olacaklar mesela, belki genel müdürü, belki bölge müdürü...

Bir başka deyişle “iki yakası bir araya gelmeyenler” için hükümetin memuru alternatif olmayacak.

Onların yine iki yakası bir araya gelmeyecek...

Alanında uzman veya “dayısı olanlar” hükümetin memuru olarak görevlendirilip, bol maaşla iktidar süresince keyfine keyif katacak.

Kötümser olmayalım, belki de uzmanlığı nedeniyle “çok güzel işler”e imza atacak...

Tıkanıklığı giderecek...

Bürokrasinin engel olduğu işler bir çırpıda düzelecek...

Hükümetin güzel işler yapmasının önünde takoz olmayacak...

Bazen de hükümetlerin “kötü işlerine” alet olacak...

Yani “yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal” şeklinde değerlendirmek yanlışsa da, “hükümetine göre memur” atanacağından uygulama bazen iyi sonuç verecek, bazen kötü...

Belki de üst makamların Ergenekon gibi oluşumlara “bilgi sızdırması” veya “kaynak aktarması” ya da “kanunsuz dinlemesi” da böylece önlenecek.

Ya da daha kötüsü olacak...

Belki de “benim memurum işini bilir” sözü ilk kez gerçek olacak.

Elbette 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılacak değişiklik sadece “Devlet-Hükümet Memuru” düzenlemesi değil, daha başka değişiklikler de yapılacak ve bu değişiklikler genelde “kabul” görecek.

Çok tartışılacak kısım “Devlet-Hükümet Memuru”nda olacak...

Hükümette AK Parti olduğunda “AK Partili Uygulama Memuru” görev alacak, CHP olduğunda (olmaz ya) “CHP’li Uygulama Memuru” veya MHP olduğunda “MHP’li Uygulama Memuru” görev yapacak.

O zaman AK Partililer CHP’nin talebine, CHP’liler MHP’nin talebine nasıl karşılık verir, öncelikler neye göre belirlenir bilinmez elbet.

Bilinense her parti kendi dönemindeki “memurunu” övmek zorunda kalacağıdır.

Hatta bazen iş o hale gelecek ki, “benim memurum senin memurunu döver” diye mecliste hararetli tartışmalar bile olacak.

Peki sevmediğimiz koalisyon hükümetleri işbaşına gelirse “hükümet memuru” nasıl olacak?

Kolayı var, hükümeti kuran kaç partiyse “parsel parsel parsellenir, her kuruma atama yapılır”

Bundan kolay ne var...

Alırlar ellerine bakanlık ve genel müdürlük listelerini...

Ortadan bir yatay, bir de dikey çizgi çizerler...

“Bizim partiye şunlar düştü” diyerek “partinin memurunu” atarlar, sonra da “partinin memurlarının toplamından hükümetin memuru” ortaya çıkar ve liste halinde açıklanır...

Demokraside çare mi tükenir?

Öyle yapacağınıza, memurları “saçma emir veren” yöneticilerden kurtarın...

İnisiyatif kullanma hakkını verin!

Özgür bırakın, gelişmesine katkı sağlayın, maaşını yeterli derecede verin bakın ortaya ne memurlar çıkıyor.

Elbette her iktidar kendi memuruyla çalışmak ister. Bunun yasal olup, olmadığını boş verin, ideal olanın böyle olduğu bellidir.

Ancak, her iktidarla birlikte “geleceğiyle oynanan memurlar” yığınına yeni ekleneceklerle Türkiye’yi çok daha zor günlerin bekleyeceğini de unutmayın.

Yıllarca emek verip, kafa patlatıp kendisini yetiştiren insanlarımız, sırf “şu parti atadı” diye bir başka yerde iş bulamayacak, hayatının en verimli zamanında “güdük” kalmak nedir tadacaktır.

Yoksa “benim memurum senin memurunu döver” demek çok kolay, belki de gerçekten döver.

Ama biz dövülmekten çok çekmiş bir milletiz.

Bize ayrım yapmadan hizmet verecek memur lazım.

Naif Karabatak
13 Kasım 2009

Yorum Gönder

0 Yorumlar