Banner

inan bana



bak yüreği elinde ki şu yalın halime,
geçtikçe günler sanıyordum ki
sende geçersin
ben yenilerim mutsuzluktan uzak zamanlar için kendimi,
bak şimdi vakit; gecenin görme noktasını kaybettiği anda
geçtikçe anlar; daha anlar oldum,
karanlığında görmeyi gecenin
gecede geçti...
geçtikçe benden; geriye doğru baktıkça dalmışlığım
çocukluğumun o kimsenin dokunamadığı;
sevimli telaşında buldum kendimi...
ahhh duysana beni bak geceye ney sesleri tırmanıyor semaya


dolunaya bir merdiven gibi tırmanıyorum
seslerin hüzünlerine basa,basa
gecenin aydınlığına dokunmaya çalışıyorum...
bak yüreği hızla çarpan şu halime
üzerine hüzün işlemiş incecik bir entari sarıyor ruhumu
ruhumu üşürken buluyorum dolunayın sıcağında,
geçmiyor, ben geçer dedikçe geçmiyor
ne sensizliğim geçiyor
nede sensizliğimin sessizliği
sensizliğimin sıtmalı üşümeleri inan üstümdekilerden değil
ruhuma sardıklarım ,ruhuma sarılanlar
inan hiç birinden değil,
ne varsa tarumar eden beni;
hepsi sensizlikten,
bakma öyle , hafife almadım ben hiç birşeyi
isyanda etmedim
defalarca neden gittin dedim yokluğuna
yokluğuna bağırdım içimden
içimden bağırdım inan bana,duymadı kimse
kimse duysun istemedim
istemedim belki ama dedim ya
neden gittin dedim milyonlarca kere
ezberimde kalan tüm hüzün sözcüklerinin hepsi
yokluğunun o soğuk gölgesine koştu
koştukça,ben tutmak istedim
istemelerim sardı tüm benliğimi
benliğim üşüdü
üşüdüm ama dedim ki ;geçtikçe günler...
günleri saydım
saydıkça acın diner sandım
sandıklarım boğuyor şimdi
şimdilerde bir sancı,kıskıvrak sarıyor sensizliğimi
sensizliğimden bu yüreği elinde ki hallerim
inan bana
...
bana bir kez daha inan alışacağım yokluğuna
yokluğunun ızdırabına...

Yorum Gönder

0 Yorumlar