Banner

Güneş rüzgara dönerek:

Edebiyatın bazı kollarıyla aram çok iyi.
Lakin; çocukluğumdan bu yana herkesin kulağına aşina gelen hiçbir masalı merak edip de bunu bugün okuyayım gibi bir kaygım olmadı. Aile bireylerinden dinlemek zorunda kalsam bile  tam anlamıyla hafızama yerleştiremedim.Şimdi bana Kırmızı başlıklı kızın sonunu sorsanız  'Yo, tilki kırmızı başlıklı kızı yemişti' diyebilirim. Hansel ve Gretel ise tam bir muamma. Cadı, Gretel'in kafasını fırının içine soktuğunda o zavallı çocuğun orada ölmüş olabileceğini düşünmek acı vermiştir bana.
Sanırım o zamanlardan bu zamanlara kötü insanların iyi insanları hep alt etmek için savaştıklarını düşündüm.

Ama sizler de bilirsiniz ki Gretel, cadıyı atmıştır o fırına.
 ***

Şiirler...
Onlarda  hayatımdan izler bulamazsınız. Tamamıyla hayal ürünleri...
Hikayelerimi okuyan çoğu okurum, hikayelerimdeki olayların gerçekten yaşandığını düşünüyor. Oysa iyi bir aileye sahibim. O hikayelerde amaç; evcilleşmemiş aile bireylerinin çocuklarının kimlik ve yönelimlerine saygı duymalarını sağlamak. Çünkü, her ne kadar benim kalemimden çıkıp hayata geçtilerse de bir o kadar da o olayların benzerleri ve yahut tıpa tıp aynısı bir yerlerde yaşanıyor.
Elbet, umut denen o duyguyu kaybetmediğimiz sürece mutlu sonla biten olaylardan da ilham alacağımız kesin.

Hayatın içinde zorba olanlar, yalnızca, belli bir kesimin hak ve özgürlüklerini kısıtlamazlar. İşlerine geldiklerinde ayrımcılık yapmadıklarını savunan bu insanlar; toplumun içinde yok saydıkları,görmezden geldikleri gökkuşağı renklerine kendilerine gösterdikleri imtiyazı tanımazlar.Yeri geldiğinde her ne kadar itiraz etseler de homofobik ve transfobik  insanlara  zorba denir.

***
Güneş ve Rüzgar masalının sonunda;
Güneş, rüzgara dönerek şöyle dedi.
'Gördün mü? Nazik olanlar zorbalardan her zaman daha güçlüdür.'