Banner

Kapı Zilini Çalamamak..

Hiç bilmezdim sessiz ve kimsesiz evlerin bu kadar korkutucu olduğunu..


Dün akşam, sokakta sürteceğim kadar sürttüm.. O mağaza senin, bu mağaza benim dolaştım durdum.. Yemek yedim, dondurma yaladım, sağımdan-solumdan geçen esmer hatunlara, olmayan bıyığımı büktüm.. Sarayburnu Sahili'nde, bir kayanın üzerinde türkü mırıldandım.. Gülhane'de ağaçların altında sevişenlerle aynı havayı soludum.. Zaman ilerledi, eve doğru yol almaya başladım.. Kapının önüne geldiğimde, zili çalmadım.. Anahtarı çıkardım, kapıyı kendim açtım (Ne zormuş, zili çalamamak.. Zili çalmak meğer ne kadar önemli bir işlevmiş.. ) .. Odalar sessiz ve karanlıktı.. Işığı açtım, kapıları, pencereleri açtım, rüzgârla birlikte birilerinin girmesini bekledim.. Nafile.. Gelmedi kimse.. Belki bir kaç sivri sinek; ki onlar da konuşamıyorlar insanoğlu ile..


Belki hayatımda ilk kez kendi evimden korktum.. Meğer aile kavramı, ne kadar çok işlemiş tüm ruhuma.. Kızgın geldiğimde kavga edecek birilerini bulabilirdim, neşeli olduğumda oynayacak birilerini de.. Türkü söyleyecek olsam, "bizim eşek oğlu eşek, aşka gelmiş bu akşam" deyip bana eşlik ederdi babam.. Babam nerede, peki ya annem.. ? Ardahan çok mu uzak artık bana.. ? Tam binbeşyüzdoksan kilometre..


Hayır hayır.. Kavga edilecekse dahi edilsin.. Bağırılacaksa dahi bağırılsın.. Ama evde birileri olsun.. Senden başka bir soluk, senden başka bir beden olsun.. Kötü olaylar olsa dahi bir paylaşım olsun; ki aile, hayatı paylaştıkların değil midir zaten.. ?


Rahatlığı da var elbet ama.... Ben yalnızlığa artık katlanamıyorum.. Hayatımda ilk kez kendi evimden korktum, yalnız ölmekten korktum.. Yalnız yaşanmaz kuzum, yalnız yaşayamaz insanoğlu..

Yorum Gönder

0 Yorumlar