Ne yazarsam yazayım öfkemi anlatmaya yetmeyecek.
İçimdeki sızıyı tarif edebilecek sözcük bulamayacağım.
Çocuk istismarı basit tanımıyla fiziksel ya da psikolojik olarak bir çocuğa bir yetişkin tarafından kötü davranılmasıdır. Dayak, tecavüz, işkence, diri diri gömme...
Satır arasında belirtmek istediğim bir şey var.
Birincisi çocuk istismarının sadece cinsel yönü yok.
" Sokak çocukları" sözcük grubunun varlığı bile başlı başına bir sorun mesela.
Sokaklara terk edilmiş çocuklar, anne babaları tarafından zorla çalıştırılan çocuklar da istismara maruz kalanlar arasında malesef.
Özellikle Siirt'teki olaylardan sonra çocuk istismarı daha çok gündeme geldi, belli bir kamuyoyu da oluştu belki; fakat konunun çok yüzeysel incelendiği de bir gerçek. Evet tecavüz ve pornografi çocuk istismarı konusunda adı en çok geçen sorunlar, ancak bunun sadece kız çocuklarının sorunuymuş gibi algılanması biraz kamuoyunu yanıltmak oluyor.
Ataerkil kurallar üzerine kurulmuş dünyamızda tabiki cinsel istismara uğrayanların çoğunluğunu bayanlar oluşturuyor. Diğer bir yandan sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde "oğlancılık" olarak bildiğimiz, yetişkin erkeklerin erkek çocukları istismar etmesi de asırlardır var olan bir sorun
Bunun gibi biraz daha geri plana itildiğine inandığım başka bir sorun da çocuk gelinler.
İçin içine evlilik girince gerisindeki ahlaksızlık maskeleniyor çoğu zaman
2007 yılında Uçan Süpürge bu konuyla ilgili ciddi bir proje başlattı.
Toplumda farkındalık oluşturuldu belki, fakat asıl hedef kitleye ulaşmak çok zor.
Uçan Süpürge Derneği'inin konuyla ilgili verdiği röportajda çok güzel ayrıntılar var.
Öncelikle erken evlilik tanımının yumuşatılmış bir tanım olduğundan bahsediyorlar ki ne kadar da doğru.
Çocuk yaştaki evliliklerin neredeyse hepsi zorla yapılıyor.
15 yaşındaki çocuk ben bu kıza aşığım diye yırtınsa da, 15 yaşındaki biri çocuktur ve evlilik gibi bir konuda karar verecek olgunlağa ulaşmış olması mümkün değildir.
Bu tarz evliliklerin arkasındaki nedenler ise malum.
Erken evlenen yol alır mantığı.
Kız çocuklarının ahırdaki sığırlar kadar değeri olmadığı için hiç değilse bir an önce satılsın da başlık parası gelsin mentalitesi.
Marketten yoğurt alıyoruz ya , "taze" olsun söylemleri.....
Türkiye'de bir milyona yakın çocuk gelin var.
Aile baskısıyla evlendirilmişler.
Çoğu hayatında bir kere bile tanımamış aşk sevgi gibi duyguları.
Aileleri zaten sevgi dolu bir yer olsa böyle uygulamalar kalmaz ortada.
Türkiye'de bezden yapılma oyuncak bebekleriyle oynarken bir anda kendileri "koca" demek zorunda oldukları bir adamın yatağında bulan milyonlarca çocuk var.
Adet görüp genç kız olmadan "kadın" olan... Üstüne abanan adamların ne yaptığına anlam veremeyip geceleri sarı saçlı bebeklerine sarılarak uyuyan milyonlarca minik yürek var.
Hep kocaman bir oyuncak bebekleri olsun isterken birden kucaklarında gerçek bir bebek bulan küçük kadınlar masal aleminde değil bu ülkede yaşıyorlar.
İçimizdeler onlar. Biz değilsek onlar, onlar değilse başkaları...
Siz diğerleri, ellerinizi çekin üzerimizden!
0 Yorumlar