Banner

Yaşamımızda ki Joy’u bulmak..


Joy ingilizce bir kelime.. Türkçe yazı yazarken karşılığını kullanmam gerekir .. Doğrudur ama gerçek şu ki bazı kelimelerin diğer bir dilde tam karşılığını tek bir kelime ile ifade edemiyorsunuz.. Ben de anlatmak istediğimi tam anlamı ile ifade eden doğru kelime olduğu için ingilizce de olsa “joy” kelimesini kullanacağım.. Ne demektir bu JOY? Sözlükte ki karşılıklarından en yakın bulduklarım ; Neşe, Mutluluk Kaynağı, Haz, Sevinç, Keyif.

Görüldüğü gibi tek kelime içinde çok şey barındırıyor.. Ama öz aynı.. Yaşamı size sevdiren şeyi, yaşamın keyif veren yönünü, yaşamanın hazzını bulmaktan bahsediyorum yaşamımızda ki “joy”u bulmak derken..

Bu kelimenin kafama tam karşılık olarak yer etmesinin nedeni “The Bucket List“ filmi.. Morgan Freeman ve Jack Nicholson gibi iki sinema devinin başrol oynadığı çok keyifli bir film.. Filmi izledikten sonra zaten içimde var olan yanıt netleşti ; yaşamımızda joy’u bulmak, bunun farkına varmak ve farkındalığı da korumak gerek kalıcılığını yakalamak için. Yoksa yine hayal kırıklıklarına , geçmiş acılara, sahip olamadıklarına, olası kayıpların endişelerine kaymak çok kolay.. Yaşamda bunların olmamasına imkan var mı? Yaşamın kendi de bu , bizi şekillendiren de ... Eğer yüreklerimizi hafifleten, açan, yumuşatan “joy” yoksa ortaya çıkan şekil, yükleri, acıları, kırıklıkları barındıran muhtemelen kabuk bağlamış bir yürek olabilir... Dikkatli olmak gerek..

Yaşamın bize verdiği bir söz , vaat ettiği bir şey yok.. Karşımıza çıkardığı fırsatlar, seçimler, kayıplar, ilişkiler, mucizeler, bedeller, güzellikler, riskler , arzular, sığınaklar, hesaplar, hazlar, karşılıklar var.. Eğer bütün bu mücadele içinde yaşamı hafifleten şeyi bulabiliyorsak o zaman yaşamın keyfini de çıkarıp gitme zamanı geldiğinde de geriye dönüp baktığımızda onu hatırlayıp gülen bir yüz ile yaşama veda edebiliriz sanki ...

Joy’umu buldum diyerek herhangi bir şeye, kimseye sımsıkı sarılmak, bağımlı hale gelmemek de gerek değil mi.. Yoksa sahiplenmekten kaynaklanan kaybetme korkusu joy’u öldürebilir.. Veya gerçekten kayıp yaşanırsa bedeli ağır olur..

Sunulanların kıymetini bilmek, hakkını vermek, keyfini çıkarmak çok güzel.. Bunları yapabiliyorsak yaşamanın da hakkını veriyoruz.....

Bir adım öteye gidip sahip olduğumuzu zannettiğimiz herhangi bir şeye şükretmenin yanında yaşamın kendine minnet duyabilirsek hissettiğimiz “joy” daha derinde ki özümüze dokunur... bizi hafifletir.. Hiç birşeye, kimseye bağlı değildir.. Hep bizimledir.. İçimizdedir.. Aldığımız nefesdir.. Nefesdedir..

Farkında olarak nefes alıp bütün hücrelerimize herşeyden ve herkesden bağımsız sevgi ve minnet duygusu gönderebiliyorsak bu yaşama gülümsemek, joy’u hissetmektir

Biz yaşama gülümsedikçe o da bize gülümser..

Görebilirsek en basit anlamda aradığımız joy bir nefes kadar uzaktadır..

Yaşamınızda ki joy’u bulmanız dileğiyle...

Yorum Gönder

0 Yorumlar