Banner

BİR ERMENİ "SOROMON TEHLERYAN

ben; Soromon Tehleryan'ın yalancısıyım.. yani 1915'in Haziran ayında Erzincan'dan kafileler halinde şehirin dışına çıkan ve orada haramilerin yağmalamasıyla karşılaşan bir ermeni'nin yalancısı..
16 yaşındaki kızkardeşine gözlerinin önünde tecavüz edilen, annesi ile babasının üzerine ateş açılarak ölümüne şahit olmuş, ağbisinin yine gözlerinin önünde başının iki'ye ayrılmasına tanıklık etmiş bir ermeni'nin yalancısı..
Soromon'un başına aldığı darbeyle olduğu yere yığılmadan önceki tek hatırladığı sesler ise çığlıklar'mış..
gözlerini tekrar açtığında ağbisinin cansız bedeninin altında bulmuş kendisini, ölümün tam göbeğinde, burnunda kalan ceset kokularıyla ayrılmış oradan..hayatı boyunca üzerine sinen o keskin kokuyla, bir dağ evine sığınmış, 18 yaşındaki ermeni çocuk..
bundan sonrası onun için İran ve oradan da tiflis demekmiş..yani çoğu gencin sıradan hikayesi gibi değilmiş onun yaşadıkları..
Erzincan Ruslar tarafından işgal edildikten sonra, ailesinden geriye kalan yakınlarını bulmak için, bir zamanlar yaşadığı, topraklara gitmiş..1916 sonuymuş ve orada onlarca Ermeni ailesinden geriye kendi ırkından sadece iki aile kaldığını öğrenmiş..yani; 20 bin Ermeni'den geriye kalan hiç'likten başka birşey değilmiş..bir zamanlar ailesiyle birlikte yaşadığı evleri de geçmişi gibi tozla duman olmuş..
sakladıkları 4800 lirayı toprak altından çıkarıp, Tiflis'e geri dönmüş..1919 yılında İstanbul ile başlayan hayat mücadesi 1920 sonunda Berlinde noktalanmış..Berlin onun için işleyeceği bir cinayet ve alacağı öç anlamına gelecekmiş..
bir gün; tesadüfen yolda yürürken üç kişinin birbirleriyle konuşmalarına şahit olmuş..içlerinden birine "paşa" diye seslendiklerini duyunca, bu kişinin Ermeni katliamından sorumlu tutulan Talat paşa olduğunu anlamış..yani; İttihat ve Terakki kurucularından, önde gelen siyasetçilerinden birisi olan Mehmet Talat Paşa..
ve o günden sonrası bir öğle öncesi saat 11.00'de Talat Paşa istasyona doğru yürürken peşinden takibe başlayıp, bir yerde kıstırmayı başarmış..bir an bile düşünmeden paşa'nın alnına dayadığı silahı ateşlemiş..
işte o gün; tarih 15 Mart 1921'i gösteriyormuş..yani; bundan 89 yıl öncesini..yani; o gün bir ermeni, ailesinin katledildiği, 6 yıl öncesini, unutamadığı için, unutamayacağı için, çekmiş tetiği..sonunun ne olacağını düşünmeden, hesaba katmadan yani..oysa nasıl katabilirdi ki..
Soromon Berlin'de yargılandı..avukatı soromon'un katliamdan sonra epilepsi hastalığına yakalandığını ve bu cinayeti akli dengesi yerinde olmadan işlediğini söyledi..ama soromon kararlıydı akli dengesi yerindeydi ve intikamını aldığını düşünüyordu..suçunu asla yalanlamıyor ve üzerine basa basa "bilerek işledim, pişman değilim" diyordu..
mahkeme 1915 katliamına şahit olmuş herkesi salona çağırdı,ifadelerini aldı ve o gün orada soromon değil,adeta osmanlı yargılandı..katliamı jöntürklerin işi olarak gören Alman komutanı General Liman Von'un dudaklarının arasından ise şu cümleler çıkıyordu..
"Ermeniler Ruslardan yana tavır koyup savaştılar; tüm yenilenler gibi katledildiler. Katliamı yapan Türk askeri değil, işsiz güçsüz haydutlardan oluşturulmuş yedek güçlerdi. Kürtler de katliama katıldı."
ve bu cümlelerden sonra Soromon suçunu da itiraf etmiş olduğu için beraat ettirilir..
Türkiye Büyük Locası'nın ilk Büyük Üstadı olan Talat Paşa, bu katliamda suçlu muydu bilinmez..karanlıkta kalan onca şey varken ceset kokuları herşeyi tüm çıplaklığıyla anlatırken Soromona..kim neyi nasıl açıklardı..ailen öldü evin yıkıldı ve soyun kurutulmaya çalışıldı..89 yıl sonra bu kanayan yara hala varlığını gösterirken, hangi baba yiğit söyleyebilirdi bu cümleleri ona..
(Soromon Tehleryan ile ilgili bilgiler için, Can Dündar'ın köşe yazısından yararlanılmıştır..)


p.s: yazı tarafsız yazılmıştır..

Yorum Gönder

0 Yorumlar