Banner

O ÇOCUKLAR


lösemili olmak önemli değildi elbet..para bulamamak önemliydi..aslında mücadele dedikleri doktorun verdiği süre içerisinde olacak olandı..neye yarardı bir ayakkabı alacak kadar parası olmayan için..gitmek vardı bu ülkeden başka bir ülkeye göç etmek..bir can için bir evlat için ne kadar iliğin varsa vermek..olmadı; mücadele çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlandı..oysa bir tabut parası, ilik parasına denk olmalıydı..adaletsiz dünyada bir zerrede olsa adalet arayanların hikayesiydi bu..
uzaktan görmek uzaktan üzülmek marifet değildi,marifet yaşatmak için başını koymaktı ortaya..korkaklıktı bu..oturduğun yerde ahkam kesmekti..dün haberlerde izlendi Emre belözoğlu'nun yeğeni Çağatay'ın gidişi..oysa daha aylar önce konuşan bir yürekti onunkisi..şimdi ;şimdi işte yok artık..yok'luk ne acı bir şeydir derinden vurur kalbe..lösemi ad olup yapışır üzerine..elbette bulunacaktır bir çaresi bulunmuşturda ama ne kadar kısa bir zamanda yapılmıştır ki kağıt para..
ne olurdu sanki ne olurdu masalarınızda salam sosis olmasaydı..bir nebzede olsa yaşatmak için uğraşılsaydı..saçları dökülmeden, daha kaşlarını aramazlarken destek çıkılsaydı..biliyorum para oluncada olmuyor..gidecek olan gidiyor eninde sonunda..ama mücadele dedim ya,o savaşma azmi, o güçsüz bedende son raddeye kadar yaşama isteği, tüm bunlar olmasaydı bu dünyada hiç bir insan kanser nedir bilmeseydi..
yani; yani her sabaha ellerinde taraklarla uyansaydı çocuklar..kahvaltı masalarında solgun yüzleriyle oturmasalardı..çocuk şarkılarına eşlik edip okul yollarına koyulsalardı..yani;bayram olsaydı yine..günler çaresizce sayılmasaydı..unutulsaydı bazen"bugün ay'ın kaçı"denilseydi..şimdi sorsan bilirler; günlerden ne, takvimleri neyi gösteriyor..hep resim yaparlar, her güne bir tane..çünkü onlar için dünya dışarda kalmıştır..gülümsemelerinde hep bir gözyaşı vardır..yorgunlardır aslında ama değillermiş gibi davranırlar..yani;olanı saklamayı dışarıya başka ezgilerle ninni söylemeyi o zaman öğrenir çocuklar..
işte bu yazı o çocuklar için yazıldı..

Yorum Gönder

1 Yorumlar

beenmaya dedi ki…
"uzaktan görmek uzaktan üzülmek marifet değildi,marifet yaşatmak için başını koymaktı ortaya.." demişsin ya işte her şeyin özü burada aslında. marifet insan'ım demekte değil bunu göstermekte, bir el uzatmakta, ya da bir omuz, dayanılsın diye sırt vermekte gerekirse. marifet dilde bırakmakta değil eyleme dökmekte...

dilerim bir gün hepimiz "insan" olarak payımıza düşeni yaparız ve en azından bir çocuğun yüzünde tebessüm olur adımız...