Banner

DİKKAT! Boyalı(Gülmece güldürmece)


DİKKAT! BOYALI...

Tek tek basaraktan, inci dizerekten, bal ve şeker ezerekten yürüdü; gözümü, gönlümü
ardı sıra sürüdü. “Gül sen, gülün olayım/ Dile kulun olayım/ Çiğne yolun olayım” şarkısını söyledim. Alayla güldü. “Bunlara gerek yok. Cebine döviz ya da altın koy, yeter” dedi. “Aya baktım, ay beyaz/ Kıza baktım, kız beyaz/ Cebe baktım, mangır az/ Böyle âşık olunmaz” diyerek çekip gitmek istedim ama deli gönlüme meram anlatamadım.
“Son bir umutla, “Kız senin adın hediye/ Fistan aldım endazesi on yediye/ Ben dolandım, sen de dolan, gel beriye” dedim. “Boşuna uğraşma. Ben markasız şeyleri giymem. Sen onlarla hizmetçi kızları kandır” diye dudak büktü.
“Seni kandırmak gibi bir niyetim yok” dedim İnanmadı. “Öyle olsa bile bende kanacak göz var mı?” diye göz kırptı.
Bir pastaneye oturduk. En pahalı yiyecekleri mideye indirdi. Kolayla, meyve suyuyla yediklerini sindirdi. Ben yutkunarak cebimdeki parayı saydım. Bir muhallebi yedim, üstüne bir bardak soğuk su içtim. “Başka bir şey istemese bari” diye dua ettim.
Biraz bahşiş verdi; sıcak diye göğsünü bağrını açtı, bacak bacak üstüne atıp gözlerimi bayram ettirdi. Göğsüne konan sineğe imrenerek baktım.
“Bülbül oldum, ahım çok
Zülfümde siyahım çok
Göğsüne sinek kondu
Sinek kadar bahtım yok”
Diye içimi çektim. Bir kahkaha atarak sineği kovaladı. “Bedava dokunmak yok. İnsan hiç sinek olmak ister mi ayol?” diye işveyle konuştu. “Sineğin konduğu yere göre değişir bu istek” dedim. Beni daha da delirtmek için, terlemeyi bahane etti, göğsünün düğmelerini açtı.
“Yürü yeşilim yürü
Eşinden kalma geri
Zehir olsa içerim
Göğsünden akan teri”
Diye mırıldanarak elimi füzelerine doğru uzattım. “Sakın dokunma. Silikonlarımı patlatırsın sonra” dedi. “Gerekli miydi bunu yaptırman?” diye sordum. “Tabi ya, dedi. İtibarım arttı memelerime silikon koyduralı.”
“Film işleriniz nasıl gidiyor?” diye sordum.
“Filmlerimde soyunmaktan giyinmeye fırsat bulamıyorum” diye kıkırdadı.
“Nasıl başladı bu sanat soyunması?”
“İlk filmim sanat filmiydi. Sanat için soyunmam gerekliydi. Ama hep sanat(!) filmleri teklif etmeye başladılar. Teklifler arttı soyunalı.”
İç çamaşırları işlemeli oyalıydı, vücudu da balla mayalı. Bir yalıydı döşeli dayalı. Aşkı ise taşlı kayalı. Ama bana bir cesaret geldi, onun için paraları sayalı. Biraz avans almak için ellerimi kirazlarına, elmalarına uzattım, dudaklarımı onlarla tanıştırmak için hamle ettim. Ama beni durdurdu, telaşla şöyle bağırdı:
“Makyajımı bozacaksın. Dur biraz. Aman dikkat, dokunmak istediğin yer boyalı!”

Erhan Tığlı

Yorum Gönder

0 Yorumlar