Doktorumun hayata tutunmam gerektiğini, zorla bile oyalanacak şeyler yapmamı söylemesi üzerine haftada bir (hatta bir kere annemle bir kere de canIMla diye planlamıştım en başta) tiyatroya gidelim dedik annemle, iki haftadır uyguluyoruz; ikimiz de birbirimizden isteksiz, birbirimizden uykulu gözlerle zar zor iki çarşambadır önce hemen bizim aşağıdaki Kerem Yılmazer Sahnesi’nde bu hafta da HaldunTaner’de iki oyun izledik.
Şimdi; bu yazıyı yazmamın iki sebebi var: birincisi bir konuda beni inanılmaz derecede ifrit etti şehir tiyatroları, onu şikayet etmek istiyorum. Nedir: bir hafta önceden biletimizi almış olmamıza rağmen, illa ilk sıra olsun diye diretmememize de rağmen ilk sıradan verilen biletimizle gittiğimizde yerlerimiz başkalarına verilmiş ve bizim yerimiz çoktan yeniden düzenlenmişti! Bu nedir? Yani geçen hafta da yer değiştirmeler dikkatimi çekmişti Kerem Yılmazer’de ama bileti ilk sıradan niye satıyorsunuz madem öyle?! Ne yapalım protesto için tiyatroya gitmeyelim mi? E zevk bu? Ya da terapi? Kimine göre tutku? Kendimizi mi cezalandıracağız? Çıkışta aslında soracaktık sebebini, bu kadar rahat bir şekilde onlar bize yeni yerimizi gösterdiler biz de o kadar alışmış şekilde yeni yerimize oturduk! Normalde acayip agresif olmama rağmen niye ses çıkarmadım diye şimdi kendimi yemekteyim...
Yazıyı yazmamın bir diğer sebebi de her hafta bir oyun izleyeceksem bunu sizlerle de paylaşabilir, bazılarınızla isterseniz bu konularda muhabbet edebilir ya da tavsiye / şikayette bulunabilirim diye düşünmemdi.
Mesela: dün geceki oyun ile başlayacağım çünkü daha taze; diğer oyunu da bir sonraki yazımda anlatacağım. Dün akşamki oyun Haldun Taner’de oynanıyor sanırım sadece (bu işlerden çok anlamam :), adı Binali ile Temir. Aşağıda, websitede de bulabileceğiniz bilgileri vereyim hemen:*
Kadro :
Yazan: Murathan Mungan
Sahneye Uyarlayıp Yöneten: Yıldırım Fikret Urağ
Dramaturg: Dilek Tekintaş
Sahne Tasarımı: Barış Dinçel
Kostüm Tasarımı: Gamze Kuş
Müzik Tasarımı: Çiğdem Erken, Uskan Çelebi
Işık Tasarımı: Mustafa Türkoğlu
Efekt Tasarımı: Mustafa Emin Duman
Oyuncular:
Haldun Ergüvenç
Yıldırım Fikret Urağ
Gün Koper
Uskan Çelebi
Oyun Hakkında :
Oyun, insanlardan uzak bir dağda yaşanan hesaplaşmanın hikâyesi. Çoban Temir’in ormanda yaralı olarak bulduğu namlı bir eşkıya olan Binali, yaralı haliyle kendine yardım eden Temir’e buyruk vermeye kalkışır. Ancak bu tavır buyruk almayı bilmeyen Temir’in hiddetiyle karşılanır. Ne namlı bir eşkıya olmasının ne de gücün korkusunu taşımayan Temir, Binali’ye karşı bir cengi başlatır. İyileşmeyi bekleyen Binali’nin de cenk sırası gelecektir. Silahları erkeklik, cesaret, güç ya da sevgi olan “cenk”i kazananı aslında ruhu en az yaralı olanın gücü belirleyecektir.
Heeer neyse
Gel gelelim ben bu oyunu nasıl buldum :P
Buradan sonrayı okumayabilirsiniz ama sadece anlatıcının (storyteller’dan başka da terim bilmem özür dilerim =( ) tiradları, hikayeyi anlatışı, hele de ses tonu, onu kullanışı, mimikleri, el hareketleri ve parmakları =) çok mükemmeldi, büyülendim gerçek anlamda. Ve de müzikler canlıydı, Uskan Çelebi’nin emeklerine sağlık! Uyuduğumu düşünecekler diye çekinmesem gözlerim kapalı dinlemeye devam edebilirdim uzunca bir süre, çünkü sanki ufakken yapılmamış olan yapılıyordu bana, dedem bana efsane ya da hikaye anlatıyordu! Oyun aslında ilk yarısında çok sıkıcı geldi, kendimden utandım, sen Murathan Mungan’ın oyunundan nasıl sıkılırsın diye... ama elimde değil, zaten ilaçlarımı almamıştım, uykum vardı felaket, önümdeki gerizekalı kadın ayaklarıma takmıştı ayaklarımla çantasını karıştıracağımı mı düşündü ne olduysa... bir ton sebepten dikkatim çok sık dağıldı vs, kısacası ilk yarı benim için işkence geçti. Ayrıca Temir’in Binali’ye, Binali’nin de Temir’e yaptıkları hiç hoşuma gitmedi; meğer ben ne insancıl biriymişim! İşkence sahnelerine maruz kalabiliyordum da hayatım boyunca filmlerde dizilerde, bu şekilde ezici, insanı kırıcı, psikolojik ezalara gelemiyorum sanırım artık kabullenmeliyim, yaşlanıyoruz =)
İkinci yarı bir hızla geçti, zaten baya hareketlendi oyun filan, kısacası ilk yarıdan kat be kat güzeldi.. tavsiye eder miyim? Elbette! Herkes ben değil, bendeki etkenler sizde yoksa – uyku, sabırsızlık, dikkati toparlayamama filan =) mutlaka gidin izleyin... romantizm beklemeyin de :P
Saygılarımla efendim, çok boşladım biliyorum 1MK’yı ama okumaya değecek şeyler yazma taraftarıyım kendi çapımda, e benden de okumaya değer ne çıkabilir :P
0 Yorumlar