Banner

Aras Çolak... İlk öğretmen Unutulmaz

İnsanlar devamlı bir anı anlatma peşinde gibi geliyor bana. Özellikle askerlik veyahut okul anıları, başladı mı bitmek bilmiyor. Sanırsın ki adam sırf ilerleyen zamanlarda anlatacak bir anısı olsun diye askere ya da okula gitmiş. Öyle güzel anlatıyorlar bide, vay vay diyorsun. Askere giden herkesin komutanını dövmesi ya da üniversite okuyan herkesin okulun don juan’ı olması gibi. Yada lisede en çılgın sınıfın mensubu olmak filan. Peki ilk okulu neden es geçiyoruz gül yüzlüler, keman kaşlılar? Benim hatırlamama sebebim yediğim dayaklardandır. Kısa ve net. Ha sanmayın ki yaramaz, laftan sözden anlamaz, serseri bir çocuktum. Aksine, okumayı yazmayı 5 yaşında öğrenmiş, 6 yaşında okula başlamış ve sınıfın ilk kırmızı kurdelesini takması yetmiyormuş gibi okumayı birçok arkadaşına da öğretmiş bir çocuktum. Ama nedense öğretmenimiz Osman Mülayim böyle düşünmüyordu. En ön sırada oturmamın, yediğim dayaklara olan katkısını ise yeni yeni çözüyorum. Hapishane de veyahut karate kursuna gitmedim ilkokul için, gayet devlet okulunda okudum. Hocamız da psikopat bir adam değildi elbet, onun da hakkını yemeyelim. Ama en son ilkokul arkadaşlarıyla buluşmamızda O’nu arayıp herkes sırayla konuştuktan sonra “hocam Aras’ta konuşsun sizinle” diyip telefonu bana doğru uzatırken, kulağıma doğru telefonu yakınlaştırırken çıkan bir “hayır” sesi her şeyi anlamama yetti. Ajitasyonun dibine vurarak; işte bu da benim dayaksız tek anım diyebilirdim, ama demedim. Dayağın yanında güzel şeyler de vardı. Misal, “Sevemez kimse seni” adlı türk sanat musikisi eserini bize Osman hocamız öğretmişti. Belki sınıf arkadaşlarım için bu pek bir şey ifade etmeyebilir ama benim için çok değerli bir anı. Bir de gamze vardı o değerli anılara ilişkin. Ne güzel kızdın sen Gamze, ilkokul yaşantımın bir dönemini seni düşünerek geçirdim. İlk aşk, ilk öpücük, ilk randevu unutulmaz duygusallığından bu güne dair ben de sözümü söylüyorum. İlk öğretmen unutulmaz.







Aras Çolak

Yorum Gönder

0 Yorumlar