Banner

Fazla Özgüven Bünyeye Zarar :)


Bülent ile en büyük çatışma noktamız bizim ufaklıkların sokakta yalnız başlarına oynamaları konusunda. O çocukların sokakta hayatı öğrenerek büyümelerinden yana. Ben ise belli bir süre daha kontrolüm dahilinde vakit geçirmelerinden yanayım. Bu konu bizim evde her haftasonu temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp ortaya konur. Yalnız başlarına çıksınlar çıkmasınlar didişmesi en son benim bu cumartesi günü "hadi bakalım bahçede ben olmadan oynayabilirsiniz" lafımla son buldu. Tabi balkondan onları izleyeceğimi ve kesinlikle bahçe dışına çıkmamaları gerektiğini de ekledim.
Bizimkiler büyük bir heyecan ile oynadılar oynadılar yarım saatin ardından da apartmana girip asansörü çağırıp kendi başlarına eve gelip kapıyı çaldılar. Sonrasında ise dünyanın en büyük macerasını yaşamışlar edasıyla tüm bunları anneanne, dede komşu ve babaya ballandıra ballandıra anlattılar.
Bir baktım ki tosbağaların havasından geçilmiyor. Sanki bir saat içinde iki yaş birden büyümüşler:) Aman bir sevindim bir sevindim, dedim tamam, bizimkiler böyle böyle kazanacaklar özgüvenlerini derken akşam oldu.. Yemek zamanı. Tabi Deniz sofraya oturmamak için direnişe geçti. Ufacık bir hırlaşma sonunda;
- Bıktım artık, siz uyuyunca otobüse binip İstanbul'a gidicem ben. Zaten asansöre de binebiliyorum. Bir daha asla göremeyeceksiniz beni!
- Deniz'cim gitmek için uyumamızı beklemene gerek yok. Bak kapı burada. Ama İstanbul'a gidersen neler yaşayacağını biliyor musun?
-Bilmiyorum.
-Bak böyle bir odan olmayacak, seni sevenler yanında olmayacak, belki de sokaklarda yatacaksın, çöplerden de yemek yersin artık.
-Ben düşünücem bu konuda.
-Bence de düşünmelisin.
Üç ya da dört dakika sonra yanıma geldi.
-Ben galiba babayı bekliycem. Onunla gidicem İstanbul'a.
-Hmmm.. Bak bu daha iyi bir fikir bence.
-Bence de.
Tabi bu konuşmalar sırasında 1 metrelik boyu ve kara kara gözleri ile bana kafa tutması az ürkütmedi değil. Demek tek engel asansörmüş bizim zibidiler için:) Artık asansöre de biniyorlar ya onları kimse tutamaz! Her ne kadar vazgeçmiş gibi görünse de gitme fikrinden, ben gece kapının üst kilidini de kilitledim. Ne olur ne olmaz diye:)
Bu hafta da devam edecek sokağa salma operasyonlarım ama özgüvenin fazlası ile nasıl başa çıkarım onu bilemiyorum:))

Yorum Gönder

3 Yorumlar

kara kitap dedi ki…
keşke benim oğlumun da sokakta oynamaya yeri olsa.ben balkondan onu sessizce izlerim.ama biim evin dış kapısı direkt yola açılıyor.bence çocklarımızı uzaktan ve onlara çaktırmadan izleyerek özgür bırakmalıyız.zaman çok kötü biliyorum,ama kendilerine güvenlerini kazanmaları için böyle şeyler yapmak lazım.biz ne güzel çocukluğumuzda akşama kadar sokakta oynardık.sonrada eve gelir yorgunluktan uyur kalırdık.şimdikilerin yorulacağı yer olmadığı için gece 12'ye kadar oturuyor çocuklar.
pinomino dedi ki…
sevgili kara kitap aynen dediğiniz gibi.. biz güneş batana kadar sokakta oynardık ve kimse merak etmezdi nerede bu çocuklar diye.. şimdi bir fanusta yetiştiriyoruz çocuklarımızı.. keşke bizim kadar şanslı olablselerdi onlar da..
sevgilerimle.
Rakunt ideas dedi ki…
Bizim zamanımızda herşey çok daha rahat ve güvenliydi şimdi nerde.Oğlum sokağı seviyor sıkılmadan parklarda oynuyor.Site içindeyiz evet balkondan baka bilirim biraz büyüdüğünde ama kormuyorum.Etraf kötü ve bu zaman ilerledikçe daha çok etrafımızı sarıyor.öpüyorum

sevgiler.